İktisatçı Mahfi Eğilmez’in ‘‘Kendime Yazılar’’ adlı bloğundaki ‘‘Tüketimle Birlikte Enflasyon da, Büyüme de Düşüyor’’ başlıklı yazısına yorum gönderen okurlardan biri sormuş:
‘‘Sayın hocam, 4 kişilik aile için son açıklanan yoksulluk sınırı 71.000 TL civarı. Aynı değer Almanya için 1.500 Euro civarı gözüküyor, yaklaşık 55.000 TL. Böyle bir ekonomik denge nasıl ve ne süreyle devam edebilir?’’
İki ayrı okurdan iki ayrı yanıt gelmiş. Biri ‘‘4-5 yıl kadar devam edebillir’’ demiş, diğeri ‘‘Halk ne kadar kabul ederse o kadar sürdürülebilir…’’
Mahfi Eğilmez de ‘‘Evet doğrusu bu: Halk ne kadar kabul ederse o kadar sürdürülebilir’’ diyerek ikinci yanıtı desteklemiş.
Mahfi Eğilmez’in enflasyondaki son durumu ele aldığı ‘‘Enflasyonu Düşürme Başarısı’’ başlıklı yazısına da ‘‘Sonunda siz de hükümetin başarılı bir ekonomi yönettiğini, enflasyonu düşürüp vatandaşı ezdirmediğini, kabullendiniz demek. Bu da güzel bir gelişme’’ diye bir yorum gelmiş.
Mahfi hoca şöyle yanıtlamış:
‘‘Aynı hükümetin başarısız bir ekonomi yöneterek durumu bir faciaya çevirdiğini, başarı diye anlatılanın ise aynı hükümetin yarattığı facianın milyarlarca dolara mal olarak ancak yarısının düzeltildiğini anladığınız anda büyük bir aydınlanma yaşayacaksınız diyebilirim.’’
Bu diyalog, bir arkadaşımın naklettiği anekdotu anımsattı.
Öğrencilik yıllarında iki arkadaş aynı evi paylaşıyor. Bunların zaman zaman ziyaretlerine gelen iki ahbapları varmış. Birinin çok sigara içmesi, ortaya atılan paketin kısa sürede tükenmesi, olayı anlatanın dikkatini çekmiş. Oysa onu seyrek sigara içen biri olarak biliyormuş.
Bir ara yalnızken, ‘‘Abi günde ne kadar sigara içiyorsun’’ diye sormuş. Diğeri, parmağıyla dışarıdaki arkadaşını işaret ederek, ‘‘Enayi ne kadar verirse’’ demiş ve eklemiş; ‘‘Salaklar ne kadar verirse asalaklar o kadar yer, bunu unutma yeğenim…’’
Bu konuşma üzerine daha dikkatli bakınca, sigara paketi bittiğinde arkadaşına ‘‘enayi’’ diyenin değil, diğerinin yenisini ortaya attığını fark ediyor.
Sırtınızda asalak besleyip kendinizi salak yerine koydurtmayın ama anlattığımı da şimdi götürüp memleket meselelerine bağlamayın. Hele de kıyak zamları kapmışken…
