1976’da doğdunuz, bebeklik dönemi başlıyor, anne sütü ile besleniyorsunuz, dünyada neler olup bittiğinin farkında değilsiniz, şekilleri belli belirsiz ancak ayırt edebiliyorsunuz.
Size armağan olarak iktidarın verebileceği hediye şimdilik yüzde 81 oranında bir enflasyon.
Aradan dört yıl geçiyor, yıl 1980, dört yaşına geldiniz, artık ayaklandınız, konuşmayı da becerebiliyorsunuz, bu kez size verilen armağanın oranı yüzde 115’e çıkartılıyor.
“Halkımızı enflasyon canavarına ezdirmeyeceğiz” teranesiyle, ninnisiyle büyümeye çalışıyorsunuz.
Artık delikanlılığa geçiş başlıyor, ortaokul, lise ve üniversite eğitimine yelken açma dönemi gelip çatıyor yıl 1994 ve sizin yelkeninizi şişirecek enflasyon yüzde 126.
“Kim arttırıyor enflasyonu, kim bundan besleniyor, neden önlenemiyor” diye hafiften diklenme ihtiyacı oluşunca yanıtlar geliveriyor:
“Halkımızı enflasyon canavarına ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.”
Yıllar su gibi akıp gidiyor tabeladaki enflasyon göstergeleri hemen hemen aynı…
1997: yüzde 87
1998: yüzde 54
2020: yüzde 36
2023: yüzde 64,7
Merkez Bankası’nın verileri bunlar…
Siz büyüyüp refah, huzur ve mutluluk için semirmeşme isterken sürekli kemirleşme ile kalıp kalıp bocalıyorsunuz.
Geriye dönük bakıyorsun koca koca yıllar enflasyon altında yok olup gitmiş.
Hayaller, umutlar, gelecek beklentisi hep başka baharlara kalmış.
Peki kim bunun sorumlusu ve sorumluları demek istiyorsunuz veya sormak istiyor ahalinin bazı münafıkları...
Yanıt:
“Vatan evlatlarını enflasyona ezdirmedik”
Enflasyonun sorumlularından akaryakıt fiyatlarına ne demeli peki. 2008’de petrolün varil fiyatı 165 Dolar iken benzin 3 lira 25 kuruştu bugün 80 Dolarlarda ama litresi 50 TL’ye doğru koşuyor.
Yiğidi öldürürken hakkını vermek lazım. Bizleri 30, 40, 50, 60 yıldır enflasyona ezdirmeyen ülkeyi yönetenlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Sağ olsunlar, var olsunlar. Elleri dert görmesin.