Gazeteler, TV'ler, sanal ortam her gün haber kaynıyor.  Bir zamanlar gazeteciler haber ararken, şimdi de hangisi öncelikli olsun diye haber seçiyorlardır.

Ölüm mü?

Nasıl istersiniz, kendini öldüren, bir yakınını öldüren, yolda geçerken hiç tanımadığı birini öldüren, eşi, çocukları, ana babasını öldürenleri konu etmeye bile gerek yok.

Hırsızlık mı?

Beş altı yaşlarında ki çocuklarına konserve kapağı çaldırmadan başlayın de komşusunun balkonunda ki giysileri aşırmaya, marketten ceplere bir şeyler doldurmaya kadar.

Trafik kazası mı?

Nasıl isterseniz, kırımızı ışıkta durduğunuzda arkanızdan gelip bindiren mi istersiniz, şeritinizde giderken önünüze kırıp, duran mı? Yoksa trip atıp zincirleme kaza yaptıran mı?

Hiç okula gitmeyip diploma alanı mı, yoksa adamını bulursan adamın ile madamını bulursan madamın ile diplomasız öğretmen olanını mı?

Pazara gittiniz, zabıtalar ortalıkta tur atıyor, fiyat etiketsiz mal satanı mı yoksa, terazisi yanlış tartan mı, istersiniz.

Ye kürküm ye deyip, üst başa urba alıp, bir kafeye oturup, havalı bir sigara, puro tüttürüp, etrafı da ki kızlara hava basanı mı yoksa, cebinde ki son parası ile masasını döşeyenleri mi?

Ne arıyorsunuz siz?

Bunlar örgütsüz halk katmanları. 

Bir de siyaset, delege ağası, oy deposu olduğunu gösterip, iktidarı elinde bulunduranlar ile al gülüm, ver gülüm yapanlar var.

İsterseniz yerel, isterseniz genel yönetim ile kırışmak isteyenler vardır. İhalenin yönetimi bulunur; ödemenin de, hatta tahmini bedel tespitinin de; yeter ki, doğru yerde, doğru adamlar, doğru kadınlar ile olun. 

Az çok kutsal kitabı okumuş iseniz, vaaz veren ile orada yazanın bağını aramayın, o bağlar başka yerlere bağlı.

Ya, Allah rızası için siz de iyi bir şey söyleyin de yazalım da içimiz açılsın, rahatlayalım.

Gelelim sistemlere.

Kapitalizm diyelim, küreselleşme, emperyalizm, sömürü diyelim ve ucunu açıverelim.

Üretim ilişkilerinin değişmesi, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş ile sanayi devrimi başlamış ve Kapitalizm ekonomiden, yönetimlere kadar her şeyi belirler olmuştu.

Tarım Devrimi 14-15'inci yüzyıllarda hakim iken, Sanayi devrimi makinalaşma ile 18-19'uncu yüzyıllara damgasını  vurmuştur.

Tabi bu arada 20'ci yüzyılın başında olan Rus Proleter/Sosyalist Devrimini de unutmamak gerek.

Sanayi devrimi ile sömürgecilik yaygınlaşmıştır.  Ne yazık ki, bu bile sermayeye yeterli gelmemiş, Kapitalizm'i en üst aşaması sayılan emperyalist aşamaya taşımıştır.

Amaç, örgütlenmiş sanayi ve ticaret burjuvazisinin daha çok kar etmesi, emeği sömürmesi.

İşin dahası, sanayi devrimi ile üretim araçları makinalaşmış; 21 yüzyıl, günümüze gelince de bu kez internet, çip ve bilgisayarlar üretim süreçlerine dahi olmuş ve üretim şekli değişmiş, dünya üretim ilişkilerinin değişmesi ile bir kat daha işsizlik ile yüz yüze gelmiştir.

Şimdiye kadar yazılanlar içinde insanın içini açan hiç bir şey yok.

Peki, çözüm?

Devlet denilen yapı nedir?

Yurttaşlık denilen statü nasıl oluşur?

Sosyal Devlet nedir?

İşte bütün bunları düşünmeyen, sorgulamayan bir toplum oluşturuldu ve bir de dünya emperyalist sistemi orta doğu dediği petrol bölgelerinde yarattığı insan göçlerini ülkemizde yığdı.

Bu insanlar, senin vergilerin ile geçinirler, senin vergilerin ile güvenlikleri sağlanır, senin vergilerin ile sağlık sorunlarını çözerler.

İngilizlerin orta doğu için söylediği bilenen bir söz vardır, "İt'i, it'e kırdırırlar" diye. Başka ülkeler üstünden kurban keserler, siz de "amin" dersiniz.

Bu ülkede yaşayan, çoluğu çocuğu olan insanlar bir kez daha düşünsünler bu olanları.

Bize ne idi "Büyük Ortadoğu Projesi"den;

Bize ne, Suriye'nin Esat/Eset'inin diktasından;

Bize ne idi Irak'ın Saddam'ından.

Ne zaman akıllanacaksın ey din kardeşim Allah’ın Kulları, Yurdumuzun saf ve temiz Yurttaşları.

Titreyip de kendinize dönseniz mi?