Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın nisan-haziran döneminin turizm verilerini açıkladı. Açıklama şu cümle ile başlıyor:

‘‘Turizm geliri Nisan, Mayıs ve Haziran aylarından oluşan  ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.8 artarak 14 milyar 875 milyon 518 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 15.9'u ülkeyi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi.’’

Moral veren bir giriş.

Bir yurttaşı olarak ben de sevinip heyecanlandım. Açıklamayı bildiren haber sitesini açtım, hızla okudum. Okudukça sevicim kayboldu. Çünkü durumu iyi gösteren ne varsa öne çıkarılmış, sıkıntıyı gösteren veriler içeride ayrıntı olarak bırakılmış.

TÜİK’in kendi sitesindeki açıklamaya baktım. Orada da aynı yöntem izlenmiş.

Açıklamaya göre…

Bu yıl nisan, mayıs ve haziran aylarında gelen toplam turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 16 milyon 97 bin kişiye ulaşmış. Bunun 2 milyon 405 bini yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızdan oluşmuş.

Ülkeye tatile gelenlerin sayısı yüzde 15 artmış, gelir (gelenlerin bıraktığı para) artışı yüzde 11.8’de kalmış. Daha çok insan ağırlamış, daha az para kazanmışız.

Turistlerin kişi başına ortalama harcaması 951 dolardan 924 dolara düşmüş. Geçen yıla göre 27 dolar daha az para bırakıp dönmüşler. Azalma oran olarak eksi yüzde 2.8 ediyor.  Gecelik ortalama harcama nasıl oluyorsa geçen yılın ikinci çeyreğiyle aynı 101 dolar olarak verilmiş.

TÜİK açıklamasında şöyle bir bilgi daha yer alıyor: ‘‘Ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 101 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 69 dolar oldu.’’

Ortalama kalış süreleri belirtilmediği için verilerle ilgili çapraz bir sağlama yapılamıyor.

Ama bu haliyle bile can sıkıcı bir durum. Hesap ortada. Daha az paraya yatak, yemek satıp hizmet etmişiz; ‘‘kanatlandık’’ havası estiriliyor.

Yurt dışından siyasi gazel okuyup içerinin kaderiyle oynayan ve bize ‘‘Cennet’te yaşıyorsunuz’’ diyenlere ne söylemeli! Yaşadıkları ülkelerdeki ortalama bir öğle ya da akşam yemeği parasına bir tam gün yiyip içip yatmışlar, güzel arabalarına binip cehennemlerine geri kaçmışlar…