Herbert Spencer'in o ünlü sözü ne kadar doğru. Evet gerçekten "Her insan bir Dünya"!..
O yüzden çok basit bir olayda bile o kadar farklı sesler çıkıyor ki!..
İşin enteresan tarafı ise, herkesin dünyası, kendi ufku kadar.
12 Nisan saat 17.30 sularında basın yayın organlarında bir haber paylaşıldı, "Antalya'da teleferik kazası" diye.
Herkes nasıl olsa öykünün sonunu biliyor, ben herkesin bilmediği çocukluk yıllarımızın öyküsü ile işe başlayayım.
Hem devleti, hem özel sektörü, hem de sivil toplumu içinden tanımış birisi olarak bu konuyu, size aktarayım.
Türkiye Cumhuriyeti'nin köşe taşlarının döşendiği yıller ve yerler vardır. Bunu ancak "Devleti taniyanlar" bilirler. Hoş herkesin bir devlet anlayışı ve bilgisi vardır ama olsun.
TC'nin ilk köşe taşı 29 Ekim 1923'tür, CUMHURİYET İLAN EDİLMİŞ, DEVLETİN İLKELERİ temel kazık kolonları çakılıp, yükseltilmiş ve Devlet Binası inşa edilmiştir.
Her ne kadar "Çok Partili Sistem", "Demokrasiye Geçiş" gibi süreçler 1945'lerden sonra iyi niyetle yaşansa da; 1950-1960 dönemi siyasi iktidar bu süreci çok iyi yönetmemiş ve süreç dönemin ruhuna uygun olarak 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesiyle son bulmuştur.
Bu sürecin en hayırlı sunucu, 1923 Cumhuriyeti, "DEMOKRASİ" kavramı ile taçlandırılmış ve Devlet yeniden dizayn edilmiştir.
Osmanlı Devleti döneminde 1913 yılında Özel İdare müessesesi kurulmuş ve 1987 yılında da güncellenmiştir.
Kamu Yönetimi her zaman bir Vücudunun ayakları gibi işlemiştir. Bir bacağı, Merkezi Yönetim, diğeri de Yerel Yönetim olmuştur. Her ikisinin ortak olması gereken süreçleri de "Özel İdare" denilen Valilik Makamına bağlı birim yürütmüştür.
Döner Gazino'dan Tünektepe Teleferiği ile bu sürecin ne ilgisi var denilebilir. İşte devleti tanıyarak süreç yönetmek budur. Yoksa ben da iki hamasi laf eder geçerdim.
1970'li yıllardır, Antalya'ya Hüseyin Öğütcen adında bir Vali atanır;
Antalya'nın dağını, ovasını gezerken Torosların Antalya şehir merkezine bakan yamaçlarından şehrin manzarasına bayılır ve halkın da buradan şehri görmesini ister.
Dönemin yetkilileri ile 27 Temmuz 1972'de, kayaların ve çalıların arasından tırmandıkları burası 618 rakımlı Tünektepe'dir, bir seyir terası ile yiyecek, içecek satılan, tuvaleti vs olan bir tesis yapılmasını ister.
Yer Orman Bakanlığı'nın yeridir, gerekli izinler alınır ve Antalya İl Özel İdaresince 1975 yılında işe başlanır.
Vali Hüseyin Öğütçen’in projesini yaptığı tesisi tamamlayıp açılışını yapmak ise 29 Ekim 1983'te Vali Yılmaz Türktekin dönemine denk gelir.
Tünektepe'ye teleferik yapılması işi ilk olarak 1970'lerde düşünülse de, 1986'da projesine başlanır ve 2012-13 yıllarında teleferiğin ihalesi gerçekleştirilir.
Antalya'nın 2 Eylül 1993"te Büyükşehir olmasıyla, İl Özel İdaresinin bütün görev, yetki ve sorumlulukları da Antalya Büyükşehir Belediyesine geçer.
Bu çerçevede de 2014'te Antalya Büyükşehir Belediyesi, Tünektepe Teleferik projesini İl Özel İdaresinden devir alır.
Yüklenici firmalar ile bir takım sorunlar yaşamasından sonra Proje, 4 Şubat 2017'de tamamlanır ve hizmete girer; 19 Şubat-4 Mart 2024 tarihleri arasında da en son bakım ve onarımı Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketi ANET AŞ tarafından yaptırılır .
Tünektepe Teleferik Tesisinde 12 Nisan 2024 Cuma günü meydana gelen kazada, Aydın Söke ilçesinde yaşayan 54 yaşındaki Av Memiş Gümüş yaşamını yitirmiş, eşi ve iki çocuğu ise yaralanmış, fiziki ve psikolojik tedavi altına alınan yurttaşlar olmuştur.
Teleferiğin 24 kabindeki 184 kişinin tamamı ise askeriyenin ve diğer Kamu Kuruluşlarının helikopter, ambulans vb araç ve ekipmanları ile tahliyeleri sağlanmıştır.
Teleferik kazası ile ilgili Bilirkişi heyetinin hazırladığı ön raporda ise, "olayın teleferiğin taşıyıcı direklerinin bağlantı noktalarında yer alan bağlantı elemanlarının yetersiz olması/korozyona uğraması ve taşıyıcı direklerde yer alan makara sistemlerinin hasarlı olması nedenleriyle taşıyıcı direğin bağlantı noktasından kırıldığı" belirtilmiştir.
İşletmeci firmanın acil eylem ve tahliye planının olmaması, teleferik hattını işleten firma ile yine teleferik hattının bakım ve onarımından sorumlu firmanın sorumlu ve çalışanlarının da aralarında yer aldığı 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği açıklanmıştır.
Sonuç: Elbette ki olay üzücüdür, bence asıl üzücü olan ise, Kamu Kurumlarının arasında yaşanan (Genel Yönetim- İktidar ile Yerel yönetimler-Belediyelerin) koordinasyonsuzluk ve iletişim eksikliğidir.
Siyasilere sözüm yok, olmaz da ama yurttaşlara bir sözüm olur, patron sizsiniz yerel ve genel iktidarları denetlemediğiniz sürece, yaşamınızdaki hayat pahalılığından tutun da sağlık sorunlarınıza kadar her gün dertleriniz bitmeyecektir.
Döneminin büyük düşünürü, ermişi ŞEYH EDEBALİ'NiN dediği gibi İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN!..
Benden söylemesi! .