Antalya’da yaş meyve sebzenin depolanması ve muhafazası bakımından soğuk hava depolarını iki kategoride işlediğini belirten yaş sebze meyve tüccarı ve soğuk hava depo işletmecisi Mehmet Ali Can, bunlardan birincisinin maydanozdan domatese, patlıcandan salatalığa kadar geniş bir yelpazeye yayılan örtü altı sebze üretimine yönelik kısa dönemli soğuk hava depolama diğerininse Antalya bölgesinde başta nar ve narenciye olmak üzere meyvelere yönelik ayları aşan uzun dönemli depolama olduğunu söylüyor. Kısa dönemli işlemler için depoların mülkiyetinin daha çok tüccarlarda olduğunu belirten Can, büyük hektarlarda meyve üretimi yapan bazı üreticilerin de soğuk hava deposu sahibi olduklarını ancak çoğunlukla soğuk havayı kiralama yoluna gittiklerini belirtiyor. Soğuk hava kiralaması kilo başına ya da kiralanan metrekareye göre ücretlendiriliyor. Can, üreticiye soğuk hava kiralaması yapılırken ücretin yatırım ve işçi maliyeti üzerinden hesaplandığını, ürünün tüketici fiyatına yansımasınınsa elektrik maliyeti ve depolanan üründeki fire miktarıyla belirlediğini söylüyor
Sektörde standart, denetim ve veri ihtiyacı
Soğuk hava depoları ile ilgili veri bulunmamasının yanında denetimin de yeterli olmadığını belirten Can, “Biz ihracat yaptığımız için, ticaret yaptığımız ülkelerin standartlarına uymak zorundayız ve bu ülkelerdeki müşterilerimiz ve onlarla ticaret yapmak için bağlı bulunduğumuz sözleşmeler gereği ciddi bir şekilde denetimden geçiyoruz, diğer taraftan 100 metrekare alanı, sac ile kapatan da soğuk hava depom var diyor. Özellikle hijyen bakımından denetimin gerekli olduğunu düşünüyor, standartların güçlendirilmesini talep ediyoruz. Daha kayıtlı bir üretim için ve gelecekteki tarım, üretim, ticaret politikalarının belirlenmesi, yeni yatırımcılar için ne kadar soğuk hava deposu var, kapasite nedir, yeterli midir, ihtiyaç var mıdır, bu tür verilerin toplanması faydalı olacaktır” diyor.
Soğuk hava deposu kurup işletebilen kooperatifler
Tarım kenti Antalya’da soğuk hava deposu maliyetini üretici için en alt seviyeye taşımak üzere örgütlenebilen kooperatif sayısı 10’u geçmiyor. Bunlardan biri de Korkuteli’ndeki Sınırlı Sorumlu Yazır Tarımsal Kalkınma Kooperatifi. Kooperatif Başkanı Yaşar Kocaoğlu, 2000 yılında 4 bin ton kapasiteli soğuk hava deposunu, Orköy projesine başvurarak kurduklarını, 180 üretici ortaklarının bulunduğu bilgisini veriyor.
Kooperatif üreticinin pazarlık gücünü arttırıyor
Özel soğuk hava depolarında ürün depolama ücreti kilo başına 2023 yılında 2 lira iken, kendileri üyelerine yarı fiyatına kiraladıklarını, bunun da ürünün tüketicinin karşısına geldiği zaman satış fiyatını da etkilediğini “Üretici soğuk hava oldu mu güçlü olur. Ürün 10 lira ise tüccar geliyor 5 liraya alırım diyor, kasası yok, soğuk hava deposu yok. Ne yapsın 5 liraya veriyor. Bizde öyle değil, depo olunca cebimden kasa parası çıksa da en azından ürünüm depolanıyor diyor. Tüccarın almadığı ürün depolanıyor. 5 liraya değil 10 liraya satıp geçimini sağlayabiliyor Soğuk hava maliyetinin kooperatifle ucuzlatılması ürünün satış fiyatının da tüketici açısından ucuzlamasına yardımcı oluyor” sözleriyle açıklıyor. Kocaoğlu, narenciye üretiminin gözde bölgelerinden Finike’de dahi soğuk hava kurulumunda kooperatifleşememeyi, hem üretici hem tüketici açısından avantaj sağlayan bu tür örgütlenmelerin çoğalamamasının nedenini, geçmişte kooperatiflerin başarısızlıklarından dolayı, üretici nezdinde sicilinin bozulmasıyla açıklıyor, “Bizim için de 20 yıldır ha bugün battı, ha yarın battı, batıyorlar, batacaklar diye konuştular ancak biz taşın altına elimizi değil, başımızı koyduk” diyor.
Vergi muafiyeti ve elektrik ücretinde indirim talebi
Kooperatiflerde soğuk hava depolarına ürünlerin kayıtlı bir şekilde girip çıktığını belirten Kocaoğlu, kaldırılan vergi muafiyeti uygulamasının yeniden uygulanmasının ve kooperatiflerin elektrik tüketim ücretlerinde indirim getirilmesinin üreticinin elini güçlendireceğini savunuyor.
Meyveciliğin ana geçim kaynaklarından biri olduğu Korkuteli’nde soğuk hava deposunu kooperatif olarak hayata geçirmelerine rağmen, hem aktif bir meyve suyu fabrikası olmamasını, suluk meyvelerin Kayseri’ye gitmesini ise ilginç sözleriyle değerlendiriyor.