Antalya’nın doğal dünya mirası olması gereken değerlerinden Düden Çayı’ndaki kirlilik yüreğimize dokundu. Kirlilik bu kez çayın denize döküldüğü şelalede ortaya çıktı. Oradaki yoğun köpüklenmenin doğal olmadığı, kimyasal maddelerden kaynaklandığı anlaşılıyor.

Bu durum Düden Çayı’nda yakın dönemde yaşanan ikinci felaket. Birkaç yıl önce Varsak’taki birinci şelalenin altında siyah ve pis kokulu köpüklenme görülmüştü. Günlerce de sürmüştü.

Bunun nedenleri epeyce tartışıldı. Yakındaki çok sayıda olan (bazıları ruhsatsız) halı yıkama tesislerinden kaynakladığı öne sürüldü. Bunların atık sularının ASAT tarafından sisteme bağlanması ile sorun kısmen çözülmüş görünüyor.

Kısmen diyoruz çünkü bugün deniz tarafındaki şelalede oluşan kirlilik sorunun sürdüğünü gösteriyor.

Antalya’nın artık ortasından akan iki şelaleli Düden Çayı korunmasız olduğu için her an kirlenmeye, kirletilmeye hazır durumda.

Çaydan çok sayıda sorumlu var. DSİ ile birlikte belediyeler (Kepez, Muratpaşa, Büyükşehir) kısım kısım sorumlu durumda. Ama görünürde tek sorumlu yok.

Hal böyle olunca aslında Düden sahipsiz…

Fazla bilinmez ama Düden Çayı ile ilgili 30 yıl öncesine dayanan koruma imar planları tartışması vardır. Kepez Belediyesi’nin ilk başkanı olan DYP’li İsa Akdemir, çayın kendi sorumluluk sahasındaki kısmını (Üst şelale ile Cırnık Köprüsü arası) düzenleyip yürüyüş yolları, rekreasyon alanları ile halka ve turizme açma sözü verdi.

Ama iddialı sözlerine karşılık partisi DYP iktidarda olmasına rağmen  hiçbir şey yapmadı.

Geçmiş dönemde Muratpaşa ve Büyükşehir’in kendi sorumluluk alanlarında Düden ile ilgili projeleri gündeme geldi.

Her belediye kendine göre proje üretti. Sonuçta 15 kilometrelik Düden Çayı ile ilgili bütünlüklü proje gündeme gelmedi. Bugün sadece Düden’in denize döküldüğü Lara falezlerinin gerisinde Büyükşehir Belediyesi’nin kısmi düzenlemesi var.

Yani Yılmaz Büyükerşen’in Anadolu bozkırındaki Eskişehir’de, pislik içindeki Porsuk’u temizleyip, düzenleyip turizme açmasının benzeri Antalya’da gerçekleştirilemedi.

Tam tersi oldu. Geçmişte suyu oldukça temiz olan, çevresi ağaçlık Düden Çayı, bugün yapılaşma ve kirlilik tehdidi altında.

Suyunun kirletilmesi gözle görüldüğü için gündemde. Ama sahilden gerilere gittiğinizde Düden Çayı’nın nasıl çöplük, atık alanı gibi kullanıldığını görürsünüz,

Demokrasi Kavşağı’ndaki ATSO binasının 500 metre arkasında, Düden Çayı’nın içindeki küçük adacıklar artık hurdacıların deposu oldu. Oysa buralar park olarak düzenlense görsel güzelliğinin yanı sıra halkın nefes aldığı harika yerler olabilirdi. Ne yazık ki hurdacılar malları çalınmasın diye depo olarak kullanıyor.

Sonuç olarak Düden Çayı ve şelalelerine yazık ediyoruz.  Eskişehir örneği ortada. Benzeri Düden’de yapılsa özellikle yazın halkın suyun serinliğinde piknik yapacağı, gezeceği, yorgunluğunu atacağı harika bir alana kavuşabilirdik.

Çok geç olmadan Düden için harekete geçilmeli.