Yeniden kilitlenmişken…

Yeni bir yerel seçimin arefesindeyiz. Önümüzdeki günlerde siyasi partilerin belediye başkan adayları (il, ilçe) belli olacak.

Antalya ölçeğinden bakıldığında Büyükşehir ve ilçe belediyeleri için kıyasıya bir yarıştan söz etmek mümkün. Her ne kadar siyasi partiler kendilerini favori gösterseler de gerçekler pek öyle değil. Antalya’nın bazı ilçeleri hariç sonuçlar sürprizlere gebe gibi.

Elbette en çok merak edilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri olacak. Cumhur İttifakı kanadı kendi aralarında bütünlüğün devam etmesinin yanı sıra merkezi yönetimde olmanın da verdiği güvende seçimi şimdiden çantada keklik görüyor. 2019 yerel seçimlerindeki CHP – İYİ Parti ittifakının bugün olmamasının onların böyle düşünmesini kolaylaştırdığı düşünülebilir.

Başka faktörlerinde etkisi ile Cumhur İttifakının şu anda CHP’li 11 Büyükşehir Belediyesi arasında Antalya’yı en kolay kazanılacak belediye gördüğü artık sır değil.  İttifakın her kademedeki yöneticileri bunu açık açık ifade ediyorlar. Neredeyse gösterecekleri adayın isminin bile kazanmada önemli olmadığına inanıyorlar.

Ekonomik krizin ülke genelinde olduğu gibi Antalya’yı da derinden etkilediği, buna birde kenttin kendine özgü barınma sıkıntısının da eklendiği düşünüldüğünde onların rahat olması akla, mantığa uygun mu?

Acaba Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek çok mu başarısız ki onlarda bu rahatlık var.

Başkan Böcek’in elbette eleştirilecek icraatları vardır. Ama tümden başarısızlığı gibi bir görüntü söz konusu değil.

Biraz geçte olsa yaptıklarını açık hava tanıtımları ile Antalyalılara göstermeye çalışıyor. İçme suyunu ucuzlatması, Halk Ekmek gibi yatırımları es geçmek mümkün mü? Tanıtımlarda göremiyoruz ama Kalekapısı’ndaki fayton krizinin çözülmesi bile Böcek’in artıları arasındadır. Kangren halindeki bu sorunu 10 yıllık başkanlığı döneminde Menderes Türel’in çözemediğini unutmamak gerekiyor.

Birçok altyapı yatırımlarının da yapıldığını, yapılmakta olduğunu göz önüne aldığımızda Başkan Muhittin Böcek’in yumuşak karnı ne olabilir?

İlk aklımıza gelen birkaç ay önce başlayan, artık gün geçtikçe artan ulaşım sorunudur. Antalya merkezde artık çok ciddi trafik karmaşası, toplu ulaşım sorunu var. Sadece  PİK Saat denilen mesai başlangıç ve çıkışında değil, neredeyse günün her saatinde trafik kilitleniyor. Konyaaltı, Muratpaşa, Kepez’in yolları araç trafiğini çekemiyor. Kent sakinleri çile çekiyor.

Yaşanan sıkıntıda elbette Kırcamii’deki imar yollarının (plan iptalleri yüzünden) açılamamasının yanı sıra merkezi hükümetin çevre yollarını tamamlamamasının büyük rolü var.

En büyük etken ise 6 Şubat depremi sonrası iç göç ve Ukrayna – Rusya krizi ile yaşanan dış göç.

Elbette Antalya’nın doğru düzgün Ulaşım Master Planı olmamasını unutmamak gerekiyor. Bunda son 30 yıldaki yerel yönetimin de kusuru var.

Bugün yaşanan tam anlamı ile kilitlenme. Bunu yaşayan kent sakinlerinin aklına sorumlu olarak belediyeler, özellikle de Büyükşehir Belediyesi geliyor. Ulaştırma Bakanlığı (Karayolları) gelmiyor. Örneğin Uncalı Mezarlığı’nın kuzeyindeki yıllardır tamamlanmayan yolun Karayolları uhdesinde olduğunu 10 yurttaştan 9’unun bilmediği kanısındayız.

Dr. Bekir Kumbul, partisi CHP’nin baraj altında kaldığı 1999’da, “Kilitlendik” sloganı ile başkanlık seçimini kazanmıştı. Doğrusu o zamanda elbette toplu ulaşımda sorun vardı ama trafik bugünkü ile kıyaslanacak kadar sıkıntılı değildi. Ama halk faturayı görevdeki başkana (DYP’li Hasan Subaşı) kesti.

Bugün Antalya’nın yeniden kilitlendiği dönemde, Cumhur İttifakı’nın en önemli kozu ulaşım olacak gibi duruyor. Neden oldukları geçim, işsizlik ve barınma sorunu konusunda savunmaları güç görünüyor. En kolay yol trafikteki kilitlenme. Bunun sorumlusu olarak mevcut belediye yönetimini gösterip, çözümün kendilerinde olduğunu anlatacaklardır.

Yeniden aday olursa Muhittin Böcek’i,  olmazsa CHP’nin adayını böyle bir sınav bekliyor. Kilitlenmenin nedenleri ve çözümü konusunda kamuoyunun ikna etmeleri şart. Aksi halde işleri kolay değil.