Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, 31 Aralık 2024'te Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı ile bir protokol imzaladı. Protokole göre Ülkü Ocakları, daha çok yetişkinlere yönelik sunulan ve halk eğitim kursları olarak bilinen yaygın eğitim kapsamında "genel, mesleki ve teknik kurslar" düzenleyebilecek.
CHP Antalya Konyaaltı İlçe Başkanı Demet Gündüz, bir basın açıklaması yayınlayarak, protokolün eğitim kurumlarını siyasi bir yapılanmanın insafına terk ettiğini, eğitimi bir partinin ideolojik aygıtı hâline getirme projesi olduğunu söyledi. Eğitimin siyaset üstü bir mesele olması gerektiğine, eğitimin amacının bireyleri özgür düşünceye, bilimsel yönteme, sorgulamaya ve aydınlanmaya yönlendirmek olduğuna işaret eden Gündüz, "Ancak görüyoruz ki, AKP-MHP iktidarı için eğitim, gençleri belirli bir ideolojik kalıba sokmak ve kendi siyasi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek için bir araç hâline getirilmek istenmektedir.^dedi
Gündüz, Ülkü Ocakları’nın "mesleki ve teknik kurslar" açabilmesini sağlayan protokolle ilgili " Ülkü Ocakları hangi meslek alanında uzmandır? Hangi akademik birikime, hangi pedagojik donanıma sahiptir? Bir siyasi partinin gençlik yapılanması olan bu kurum, hangi liyakatle eğitim verecektir?" sorularını sordu.
"Siyasi propaganda eğtimin parçası olamaz"
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Milli Eğitim Temel Kanunundaki kamu kurumlarında siyasi propaganda yapılamayacağı hükmünü hatırlatan Gündüz, Ülkü Ocakları'nın siyasi parti MHP'nin gençlik yapılanması olduğunu herkesin çok iyi bildiğini ve bu protokol ile eğitimin bir siyasi partinin emrine verildiğini öne sürdü. Protokol ile anayasal sınırların ihlal edildiği, hukuka meydan okunduğu, eğitimin siyasi aygıt haline getirilme çabası içine girildiğini savunann Gündüz, bakanlığın protokolü savunurken eğitimde eksiklik izlenimi yanartamay çalıştığını ancak Türkiye'de eğitmen açığı olmadığını " 993 bin öğretmen, 100 bin civarında usta öğretici ve yüz binin üzerinde akademisyen bulunmaktadır. Gerçek problem eğitmen eksikliği değil, mevcut eğitmenlerin maaşlarını bile ödeyemeyen bir yönetim anlayışıdır!" sözleriyle ortaya koydu.
İmzalanan protokolü tanımadığını ilan Gündüz, protokolün derhal iptal edilmesi, eğitimin ideolojik kadrolara değil, bilim insanlarına ve liyakat sahibi eğitimcilere bırakılması çağrısında bulunarak, laik, bilimsel ve tarafsız eğitime yapılan her türlü saldırıya karşı, halkın desteğiyle mücadele etmeye devam edeceklerini açıkladı.
