Şoförlerin Meslek Kanunu Yok
Tüketicil Konfederasyonu Ulaşım Komisyonu Yardımcısı ve Turizm Şoförleri Derneği Başkanı Rıza Yeniçıktı, söze Türkiye’de ticari araç sahibi olmayanların haricinde, işçi konumundaki şoförlerin kaydının ve tabi oldukları şoförlük meslek kanununun olmamasının yarattığı düzensizliğe işaret ederek başlıyor. Şoförlerin çalışma koşullarının, ilkelerinin, şoförlük mesleğin yapan kişilerin sahip olması gereken kriterlerin, sorumluluklarının turizm sektöründe İngilizce gibi yaygın bir yabancı dili konuşan şoför sayısının istisna olduğuna dikkat çekerek şoförlük yapılan sektöre göre çok iyi bir şekilde belirlenmesinin bir ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Hem hamallık hem şoförlük
Turizmin her branşında olduğu gibi şoförlerin de sezonluk çalıştığını, 1 yıllık işi 6 ayda yapıp geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını söyleyen Yeniçıktı, “Çalışma koşulları çok ağır. Dinlenmeden çalışılıyor. Havaalanından turistleri almaya giden şoför, 46 yolcunun valizini tek başına bagaja yüklüyor, daha sonra onları otele bırakıp bu valizleri indiriyor, sonra tekrar havalimanına doğru yola koyulup tekrar aynı şekilde valiz yükleniyor. Bu bir yorgunluk sebebidir. Acentelere sorsanız, muavin çalıştıramayız derler. Acentelerin, tur otobüsü firmalarının bir otobüsünün değeri en az 15 milyon TL’dir ve 15 milyonluk aracın şoförüne bu kadar iş yükü ve can emanet edip 30 bin lira vermek abes kaçmıyor mu” diye soruyor.
Havalimanı’da ve turistik yerlerde takografi denetimi yapılmalı
Yeniçıktı, turizm şoförlerinin mola yerlerinde hava sıcaklığının yüksek nem oranıyla 50 derece hissedildiği Antalya’da yakıt maliyetleri nedeniyle aracın klimasını çalıştırmadan otobüste dinlenmeye çalıştıklarını ve uzun saatler dinlenmeden araç kullandıklarını belirterek, şehirlerarası otobüs terminallerinde olduğu gibi havalimanı başta olmak üzere turistik bölgelerde trafik polislerinin takograf denetimi yapmasını öneriyor ancak daha sonra takograf cihazında yapılan hileleri, “ Maliyetler nedeniyle ikinci bir şoför çalıştırmak istenmediği zaman topograf kartı var, ikinci dijital ehliyet diyoruz. O ehliyeti takıyor ama kart başkasının, aracı süren başkası. Sonra kaza olunca suçlu şoför. Benim haberim yok, kart takılmış. Onun o şekilde çalışmasını sen teşvik ediyorsun” sözleriyle anlatıyor.
Trafik yüzünden tur programı aksayınca…
Yeniçıktı, Antalya’da iç ve dış göçler nedeniyle artan araç sayısına yazın turizmde çalışan işçileri taşıyan servis araçları ve turistleri taşıyan tur otobüsleri de eklenince büyüyen trafik sorununun, acentaların turistler için hazırladıkları tur planlamasını aksattığını, trafikte harcanan zaman nedeniyle, şoförlerin programa uyma baskısıyla hız yapmak zorunda kaldıklarını, bunun da trafik kazalarına davetiye çıkartan bir başka etken olduğuna dikkat çekiyor, mümkün olan yerlere turizm yolu yapılması önerisinde bulunuyor.
Ruhsata işletilmeyen logonun cezası da şoföre kesiliyor
Trafik Kanunu’nda da şoförlerin sorumluluğunda olmadığı halde şoförlere yüklenen yaptırımlar olduğunu belirten Yeniçıktı bunların arasında öne çıkan örneklerden birinin araçların üzerindeki firma logoları olduğunu hatırlatarak, “Otobüsü var, firma ile anlaştı, arabasına firmanın logosu yapıştırdı. Kanuna göre bunun ruhsata işletilmesi gerekiyor. Bunu aracı kullanan şoför yaptıramaz. Şoför bu kuralı araç sahibine ilettiği zaman, ben 1 ay çalıştıracağım, neden 1 ay için bir sürü ücret ödeyeyim?” cevabını alıyor. Yolda trafik denetiminde polis sisteme bakıyor, “senin logon buraya işlenmemiş” diyor ve ceza olarak şoförün ehliyetinden en az 20 puan gidiyor. 5 sefer kontrole takılsa, 100 puan olunca 1 yıl ehliyeti gidiyor. Bu insan 1 yıl nasıl çalışacak?” sorusuyla trafik kanunlarının güncellenmesi gerektiğini savunuyor.