Antalya’nın anıtsal simgelerinden biri olan tarihi Hıdırlık Kulesi’nde Büyükşehir Belediyesi tarafından Ekim 2023’te başlatılan arkeolojik kazı ve seyir terası projesi ihale sözleşmesine göre 180 günde tamamlanması gerekiyordu. Ancak yaklaşık 9 ay gecikmeli olarak devam eden çalışmalar halen tamamlanmazken, Yusuf Yavuz'un haberine göre, kazı alanında açığa çıkarılan tarihi dokunun yoğun yağışların olduğu kış mevsiminde su ve yosunlaşmadan etkilenerek zarar gördüğü kaydedildi. M.S I. ve II. yüzyıllarda Roma döneminde yapıldığı tahmin edilen bir mezar anıtı olan tarihi yapının çevresinde yaklaşık bin metrekarelik alanda kazı yapılırken, bu çalışmalar kapsamında bir hamam ve sütunlu yol açığa çıkarıldı, 75 kasa dolusu seramik elde edildi. Ancak yaklaşık 2 bin yıldır toprak altında korunan tarihi dokunun aylardır süren çalışmalar nedeniyle tahribata açık hale gelmesi uzmanların eleştirisine konu oldu. Hıdırlık Kulesi çevresinde açığa çıkarılan arkeolojik kalıntıların yağmur ve taban suyundan korunamadığına dikkati çeken uzmanlar, cam örtünün sera etkisi yaparak bitki ve yosunlanmayı artıracağı için yanlış bir seçim olduğunu savunuyor.
Antalya’nın simgesi olan anıtsal yapılar arasında yer alan tarihi Hıdırlık Kulesi, geçmişte kentin kale surlarının bir parçasıydı. 1930’lu yılların başında, ‘rüzgârı engelliyor’ diye bu bölgedeki surların bir bölümü dönemin Belediye Başkanı Hüsnü Karakaş tarafından yıktırıldı.
MAUSOLEUM’DAN GÖZETLEME KULESİNE, DEPODAN SEYİR TERASINA
Geçmişi Roma dönemine uzanan Hıdırlık Kulesi’nin aslında bir mezar anıtı (mausoleum) olarak inşa edildiği belirtiliyor. Ancak Geç Roma (Bizans), Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinde gözetleme kulesi, depo ve başka amaçlarla kullanılan tarihi yapı büyük ölçüde korunarak günümüze kadar ulaştı.
HIDIRLIK KULESİ SON ADINI ANTALYA SULTANI HIDIR BEY’DEN Mİ ALDI
Antalya Falezleri üzerinde, Akdeniz’e bakan konumda inşa edilen Hıdırlık Kulesi’nin bu adı Beylikler döneminde 14. Yüzyılda kentin yöneticisi olan Hamitoğulları’nın bir üyesi olan Hıdır (Hızır) Bey’den aldığına dair görüşler bulunuyor. Ünlü seyyah İbn Battuta’nın 1332’de başladığı Anadolu seyahatinde Alanya’dan sonra uğradığı Antalya’da dönemin Sultanı’nın Yusuf Bey oğlu Hıdır Bey olduğundan söz ediyor. İbn Battuta, ünlü seyahatnamesinde, Antalya ziyaretinde Ahilerin misafiri olduğunu, bu dönemde Hıdır Bey’in hasta olduğunu, iç kalede yer alan sarayına giderek ziyaret ettiğini ve yanından ayrıldıktan sonra Bey tarafından çeşitli hediyeler gönderilerek kendisine iltifat ettiğini not ediyor.
BATILI SEYYAHLARIN ÇİZİMLERİYLE BELGELENDİ
Hıdırlık Kulesi’nin, 18. yüzyıldan itibaren kenti ziyaret eden Batılı seyyahların çizimlerinde de Antalya surlarının bir parçası olarak kaydedildiği görülüyor. 1900’lü yılların başlarına tarihi yapı fotoğraf kareleriyle kayıt altına alınmış, zaman içinde çevresindeki değişime karşın, kozmopolit bir liman kenti olan Antalya’nın evrimine tanıklık eden Hıdırlık Kulesi günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır.
SAHTE MİMAR SKANDALINDAN HIDIRLIK KULESİ DE PAYINI ALDI
Antalya’da turizm hareketi başlayınca, tarihi yapıları ‘turizme kazandırma’ girişimlerinden göz önündeki Hıdırlık Kulesi de etkilendi. 1990’lı yıllarda yenilenen çevre düzenlemesiyle turizm kenti Antalya’nın ziyaretçi çeken cazibe merkezlerinden biri olan Hıdırlık Kulesi ve çevresinde Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 2021 yılında kazı ve restorasyon projesi başlatıldı. Ancak bu projede şantiye şefi olarak görev yapan Avni Tekinarslan’ın diplomasının sahte olduğu ortaya çıkınca, tarihi yapı bu kez bir skandalla gündeme gelmişti. Mimarlık diploması sahte olduğu belirlenen Tekinarslan’ın, Hıdırlık Kulesi dahil birçok restorasyon projesinde sahte diploma kullanarak görev yaptığı ortaya çıkmış, konu yargıya taşınmıştı.
BÜYÜKŞEHİR 2023’TE KAZI VE SEYİR TERASI PROJESİ BAŞLATTI
Antalya Büyükşehir Belediyesi 2023 yılında Hıdırlık Kulesi ve çevresinde bu kez seyir terası projesi başlattı. Ekim 2023’te Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ihaleyi, Ankara merkezli bir firma kazandı. 30 Ekim 2023 tarihinde yapılan ihale sözleşmesine göre, arkeolojik kazı ve cam seyir terasından oluşan proje, 65 milyon 942 bin 730 TL bedel ile Gökalp Proje Müşavirlik A.Ş adlı yükleniciye verildi. Kentin en çok ziyaret edilen tarihi Kaleiçi bölgesinde yer alan Hıdırlık Kulesi’nin çevresi yaklaşık iki yıldır şantiye görünümünde.
BAŞKAN BÖCEK MALİYETİN 100 MİLYON OLACAĞINI AÇIKLAMIŞTI
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 11 Mart 2024 tarihinde seçim çalışması için ziyaret ettiği Kaleiçi’nde Hıdırlık Kulesi’ndeki çalışmaların yaklaşık 100 milyona mal olacağını belirterek çalışmalar tamamlandığında Kaleiçi’ne yaptığı katkıların görüleceğini dile getirmişti.
PROJE 180 GÜNDE BİTECEKTİ, 9 AY GEÇTİ HALA BİTMEDİ
İhale duyurusunda yer alan bilgilere göre ihaleye konu projenin süresi 180 gün olarak belirtilmişti ancak 31 Ekim 2023 tarihinde başlayan çalışmalar Nisan 2024’te bitirilmesi gerekirken hala tamamlanabilmiş değil. Edinilen bilgilere göre kazılarda ortaya çıkan bulgular nedeniyle projenin revize edildiği, bu nedenle işin tamamlanmasının uzadığı öne sürüldü. İhale takvimine göre işin teslim süresinin üzerinden yaklaşık 9 aylık bir zaman geçmesine karşın Hıdırlık Kulesi’nin çevresindeki kazı alanı tahribata açık şekilde bekliyor.
AÇIĞA ÇIKARILAN TARİH, TAHRİBATA UĞRUYOR
Antalya Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde Hıdırlık Kulesi’ndeki çalışmalarda sona yaklaşıldığını duyursa da yoğun yağışların olduğu kış döneminde açığa çıkarılan zemin mozaikleri ve mimari parçaların suya maruz kalması eleştiri konusu oluyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar, Hıdırlık Kulesi’ndeki kazı ve çevre düzenlemesi projesinin uzamasının açığa çıkarılan kültür mirasının tahribatına neden olduğunu savunuyor.
ANTALYA’NIN SICAK VE NEMLİ İKLİMİNDE CAM ÖRTÜ YANLIŞ UYGULAMA
Açığa çıkarılan mozaiklerin üzerinin kapatılması gerektiğine işaret eden uzmanlar, konservasyonu yapılmadığı için tahribata açık hale geldiğini belirtiyor. Arkeolojik dokunun cam örtü ile kaplanmasının da Antalya’nın iklimi ve yüksek nem oranı dikkate alındığında yanlış bir uygulama olduğunu savunan uzmanlar, sera etkisiyle bitkilenme ve yosunlanmanın artacağını, nemin tarihi dokuya zarar vereceğini dile getiriyor.
‘TOPRAĞIN 2 BİN YILDIR KORUDUĞU TARİH, 2 YILDA TAHRİBATA AÇILDI’
Halen tamamlanamayan projeyle ilgili dikkat çekilen bir başka nokta ise açığa çıkarılan tarihi dokunun suya maruz kalması. Sağlık bir drenaj çalışması yapılmadığının gözlendiğini dile getiren uzmanların görüşü özetle şöyle: “Her yağmurda açığa çıkarılan doku zarar görüyor. Yaklaşık 2 bin yıldır toprağın altında korunarak günümüze ulaşabilen Hıdırlık çevresi, yapılan kazı ile 2 yılda tahribata açık hale getirilmiştir. Korunamayacaksa keşke açılmasaydı. Üzerini camla örtmekle Antalya gibi sıcağı ve nemi yüksek bir kentte konservasyon yapılmış olmuyor. Ortaya çıkarılan taban mozaiklerinin suya maruz kaldığı görülüyor. Dışarıdan bakınca bile burada korumacılık adına hiç de iyi bir uygulama olmadığı anlaşılıyor. Günümüzde birçok sergileme ve tanıtma yöntemleri var. Burayı illaki kazmak gerekmiyordu. Animasyonlar, video teknikleri ve başka birçok yolla buradaki tarih anlatılabilirdi. Milyonlar harcanarak tahribata neden olundu. Milletin, kamunun parasına yazık oldu.”
‘TARİHİ YAPI UYGULANAN PROJENİN GÖLGESİNDE KALDI’
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Doğu Garajı’ndaki Nekropol Alanının ardından Hıdırlık Kulesi’ndeki kazı ve cam seyir terası projesinde ikinci kez sınıfta kaldığı görüşünü dile getiren konunun uzmanlarına göre burada yapılan çevre düzenlemesi tarihi dokuyu da gölgeleyecek nitelikte. Çalışmanın öznesi olan Hıdırlık Kulesi, çelik, cam ve ahşap malzemenin ağırlıklı olduğu uygulamanın gölgesinde kalıyor. Ülkenin dört bir yanında moda haline gelen cam seyir terası projelerinden Antalya’nın tarihi ve doğal mirasının bir arada olduğu falezlerin ve Hıdırlık Kulesi’nin de nasibini almasının, gelecekte kullanım, bakım ve denetimsizlikten kaynaklı daha büyük sorunların yaşanacağının habercisi olarak görülüyor.
BELEDİYE YETKİLİLERİ ROMA’YI HİTİT DÖNEMİNE TAŞIDI
Tarihi yapının çevresinde Antalya Müzesi denetiminde Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yürütülen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan sütunların olduğu bölüm, belediye yetkilileri tarafından “Roma dönemine ait 3500 yıllık sütunlu cadde bulundu” denilerek “büyük keşif” olarak basına servis edilmişti.
AKIL ALMAZ TARİHLEME HATASI: ‘3500 YILLIK SÜTUNLU CADDE BULDUK’
Antalya Büyükşehir Belediyesi Etüt Proje Şube Müdürü Ezgi Öz, çalışmalar sırasında Roma Dönemi’ne ait 3 bin 500 yıllık sütunlu bir cadde bulunduğunu savunarak, “Kaleiçi’nin önemli bulgularından biri. Üç Kapılara kadar uzanıyor. Burada da denize kadar olan bağlantısını bulduk. Aslında o caddeyi ayağa kaldırıyoruz. 3 bin 500 yıl önce Roma Dönemi’ne ait. Kültür Bakanlığımız devamının olduğunu öngörüyor, tahmini 800 metre olduğunu düşünüyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 100 metrelik kısmına ulaştık” ifadelerini kullanmıştı.
‘TARİHE ÖNEM VEREN BİR BAŞKANLA ÇALIŞMAK ÇOK GÜZEL’
“Bizim için koruyarak kullanmak çok önemli. Bu anlamda tarihe önem veren bir başkanla çalışmak bizim için çok güzel” diyerek Başkan Böcek’e de atıfta bulunan Öz’ün bu açıklaması arkeoloji camiasında şaşkınlık yarattı. Henüz Roma devletinin tarih sahnesine çıkmadığı, sütunlu cadde kavramının olmadığı, Anadolu’da Hititlerin hüküm sürdüğü bir döneme tarihlendirilen Hıdırlık Kulesi’ndeki buluntuların 3500 yıllık diyerek sunulması tepki çekti.
HIDIRLIK KULESİ VE ÇEVRESİ HALA SORULAR VE SIRLARLA DOLU
Hızırlık Kulesi’ndeki kazı alanında açığa çıkarılan sütunların olduğu duvar da aylardır tahribata açık şekilde bekliyor. Cadde olduğuna ilişkin henüz kesin bir bilgiye ulaşılamayan sütunlu alanın mezar anıtı ile aynı döneme tarihlendirilebileceği düşünülüyor. Kulenin güneyinde bir de villa kalıntıları bulundu. Falezlerin parçalanmasıyla bazı kalıntıların denize düştüğü belirtiliyor. Bu alanda bulunan anfora kalıntılarından yola çıkılarak, mezar anıtının hemen altındaki kıyıda antik döneme ait bir iskele olabileceği düşünülüyor. Ancak bu konuda kesin bir sonuca varmak için henüz erken olduğu belirtiliyor. Falezlerin üstünde, bugün de ziyaretçileri büyüleyen Akdeniz ve Beydağları’na bakan bu alanda pagan inancın yaygın olduğu dönemde dini törenler yapıldığı tahmin ediliyor. Bütün bu öngörü ve tahminler, Hıdırlık Kulesi ve çevresinin geçmişiyle ilgili kesin yargılara ulaşabilmek için başka birçok bulgu ve belgelere ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Yusuf Yavuz