İhracat ürünlerinden sonra, marketlerde yapılan testlerde de meyve ve sebzelerde çıkan insan sağlığına zararlı pestisit kalıntısı gözleri tarımda zararlılarla kimyasal mücadele yöntemine çevirdi. Türkiye’de tarımda zararlılarla mücadelede kimyasal yöntemlere alternatif biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemine başvurma oranının yüzde 2 olduğunu söyleyen Prof. Dr. İsmail Karaca, bu oranın biberde devlet desteği ile yüzde 27’ye çıktığını belirtiyor ve istenirse diğer ürünlerde de bu oranın arttırılabileceğini savunuyor. Karaca biyolojik mücadele ürünlerinin yüzde 90’ının ithal olduğunu belirterek en kısa sürede yerli üretimin de teşvik edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Türkiye’de tarımda biyolojik mücadele oranı yüzde 2
Prof. Dr. İsmail Karaca, yıllarını tarımda biyolojik mücadeleyle ilgili araştırmalara vermiş bir bilim insanı. Aynı zamanda Biyolojik Mücadele Ürünleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği Genel Sekreteri. Türkiye’de tarım zararlılarıyla biyolojik ve biyoteknik mücadelenin son dönemde pestisit kalıntıları ve pestisit kaynaklı sağlık sorunlarının artışıyla gündeme geldiğini belirtiyor. Türkiye’nin tarımda zararlılarla biyolojik mücadele yöntemine başvurma oranının henüz yüzde 2 seviyelerinde olduğu bilgisini veren Karaca, biyolojik mücadele ürünlerininse yüzde 90’ının ithal olduğunu söylüyor
Biyolojik mücadelede kullanılan böcekler ithal ediliyor
Türkiye’de tarımda zararlılarla biyolojik mücadele ürünlerinin maliyetinin yüksek olmasının bir sebebinin de ürünlerin neredeyse tamamının ithal olmasından kaynaklandığına işaret eden Karaca, “ Uzun bir yol alıyorlar gelirken böcekler. Geldiğinde uygulamada sorun teşkil ediyor. Bizim yapmamız gereken yerli üretim. Ülkemiz biyolojik çeşitlilik bakımından zengin. Olanaklarımız da var. Yerli üretim olsa, Antalya bu açıdan çok uygun, sera üretimlerinde önde gelen bir kent, buradaki firmalar yararlı organizmaları üretse, üretim yerinden 2 saat sonra üretim yerine ulaşır. Böcekler sınır kapılarında bekliyor, uçakla geliyorlar ve ithal edilen üründe de sorunlar oluyor” dedi.
Uzun vadede biyolojik mücadelenin maliyeti kimyasal mücadelen düşük
1 dönüm biber serasında trips zararlısı ile mücadelede kullanılacak yaklaşık 1 ay kadar etkili fenol uygulaması dahil (dişi böceklerin yaydığı koku) yapışkanlı tuzak paketinin maliyeti 1000 TL ve benzer trips zararlısı ile mücadelede 1 dönüme yaklaşık 4 kez uygulanabilen ilaçların 350 - 500 Lira arasında olduğu bir piyasada üreticilerin biyolojik mücadeleye nasıl yönelebileceğini sorduğumuz Karaca, biyolojik ürünlerinin kimyasal mücadele ürünlerine göre maliyetinin uzun dönemde daha düşük olduğunu şu sözlerle savunuyor “Maliyet açısından baktığımızda sürdürülebilirlik olarak baktığımızda biyolojik mücadele kimyasal mücadeleye göre daha ucuz, ilk uygulamada ise daha pahalı. Bir yere yararlı organizmayı saldığınızda ve oraya yerleşiyorsa ve oradaki zararlı organizmayı yok etmeye başladıysa, bir daha oraya dönüp bir işlem, masraf yapmanıza gerek yok. Kimyasalda ise yeni gelen jenerasyonda tekrar ilaç atmanız gerekiyor. Bir ilave olumsuzluk da böceklerin tıpkı insanların antibiyotiğe bağışıklık kazanması gibi kullanılan ilaca karşı dayanıklılık kazanması ki bu da tehlikelerden bir tanesi”
Karaca Çiftçilerin biyolojik mücadeleden bir yandan alışkanlıklarından, bildiklerinden vazgeçerek risk almak istememeleri, yöntem hakkında çiftçilere yeterince tanıtım yapılmaması, eğitim verilmemesi ve ürünün kısa dönemli maliyet avantajı nedeniyle istenilen kullanım düzeyine gelmediğini öne sürüyor .
Biyolojik mücadelenin yerleşmesi için devlet desteği şart
Devlet desteğinin biyolojik mücadele alışkanlığının kazandırılması için şart olduğunu belirten Karaca, İspanya’dan örnek vererek, bu ülkede üreticilerin devlet desteği ile eğitimler eşliğinde biyolojik mücadele yöntemlerini kullanmaya başlamalarından sonra, devlet desteği kesildikten sonra da bu yöntemi çiftçilerin kendilerinin istekli bir şekilde devam ettirdiğini söylüyor.
Türkiye’de biberde devlet desteğiyle yüzde 27 biyolojik mücadele oranına ulaşıldı
Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da birkaç yıldır Antalya’da biber üreticilerini biyolojik mücadele yöntemleri konusunda desteklemeye başladığını ve biyolojik mücadele yapma sözü veren çiftçilerin ürün masraflarının yarısını karşılaması sonucu bölgede önemli bir ilerleme kaydettiklerini söyleyen Karaca, “Biberde bulunduğumuz bölgede, yüzde 27 oranında biyolojik mücadele uygulama oranına eriştikÇiftçilerin biyolojik mücadeleden bir yandan alışkanlıklarından, bildiklerinden vazgeçerek risk almak istememeleri, yöntem hakkında çiftçilere yeterince tanıtım yapılmaması, eğitim verilmemesi ve ürün maliyetleri nedeniyle istenilen kullanım düzeyine gelmediğini öne sürüyor ki bu çok güzel bir oran. Umudumuz diğer ürünlerde de bunun gelişmesi. Tabi sadece maliyetlerin karşılanması değil eğitim bakımından da desteğin geliştirilmesi gerekiyor” dedi. Karaca Avrupa Birliği’nde çiftçilerin zararlılarla biyolojik mücadeleye yönelmesinin önemli bir nedeninin toplum baskısı olduğunu savunarak, Türkiye’de ise bunun ihracat ürünlerinde pestisit nedeniyle yaşanan maddi kayıp baskısı ile olacak gibi göründüğünü belirtiyor.