Animasyon 1950’li yıllarda Fransız tatil köylerinde otel çalışanlarının akşamları müşterilere yaptığı gönüllü gösterilerle başlayıp giderek profesyonelleşerek, sistemli, programlı şovlara, etkinliklere dönüşerek turizmin içine giriyor. 90’lı yıllardan itibaren özellikle Mısır, Tunus ve Türkiye’de resort ve her şey dahil sistemde otel işletmelerinin çoğalmasıyla animasyon turizmde daha fazla önem kazanıyor.  Turizmin lokomotif şehri Antalya’daysa animasyonun bugünkü durumunu Profesyonel Animasyon Yöneticileri Derneği ile konuştuk.

“Animasyonda Las Vegas ile Yarışırız”

Profesyonel Animasyon Yöneticileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Edip Deniz Buran’a göre Türkiye otel eğlencesi bakımından dünyada bir numara ve Las Vegas Otelleri ile yarışabilecek düzeyde.  Buran iddiasını şöyle açıklıyor “Her otel bir yerde aynı köfteyi, aynı ekmeği, aynı yatağı, banyoyu veriyor. Antalya turizminin tercih edilmesindeki en büyük sebep özellikle son on yıllarda, otel eğlence sistemleri. Müşteri otel seçerken ilk buna bakıyor. Çocuk kulübü var mı, ne aktiviteler var bakıyor. Profesyonel turistlerden bahsediyorum senede üç kere tatile çıkan insanlar, bizim turist kitlemiz. Mısır’a gidiyor, Tayland’a gidiyor ve kıyaslıyor, “yemekler çok iyiydi, otel çok güzeldi ama eğlendik” demesi Antalya turizmine özel bir şey. Buradaki sanatı, ışıkları, organizasyonu, eğlenceyi bulamıyor. Basit bir otel animasyonundan çok iyi hazırlanılmış bir sahne sanatından bahsediyorum. Tercih edilme sebeplerimizden biri bu. Biz turizmde animasyonu Fransızlardan İspanyollardan öğrendik ama onlar bıraktı, biz ileri taşıdık. Onlar destinasyon satıyor, otel satmıyor çünkü. Biz otel satıyoruz, biz aslında animasyon satıyoruz”

Ruslar diskocudur, Almanlar spor aktivitesi sever, Türkler Türkçe müzik ister

Sezon için 150 günlük ve iki haftada bir değişen programlar hazırlarken otelde hangi ülkeden misafirler ağırlıkta sorusu ile işe başladıklarını, bu ağırlığın hangi dönemde ne yönde değiştiğini takip ettiklerini söyleyen Buaran, iyi bir animatörün, kültürleararası iletişim alanında becerilerinin gelişmiş olması gerektiğine dikkat çekiyor.  Buran, Antalya’ya gelen turistlerin eğlence kültürü ile ilgili şu yorumları yapıyor “Almanlar Formula  yarışlarını çok sever, bunun otelde büyük ekranda yayınlanması önemlidir, Ruslar parti sever, Rusça bilen bir sanatçı çağırıyoruz. Türk ağırlıktaysa daha çok gündüz aktivitesine yoğunlaşıyoruz. Türk misafir kesinlikle Türkçe müzik ister, onu doğru saatte yoğun vermek gerekir. Türk misafir daha fazla ilgi, alaka sever.  Almanlar sportif etkinlikler içinde olmayı da ve seyretmeyi de sever. İngiliz misafir dokunulmayı sevmez, çocuklarına dokunulmasını sevmez, bunları programı hazırlarken ya da uygularken bilmeniz gerekiyor.  Ruslar lüks sever, organizasyonu gösterişli yapmanız gerekiyor. Dans etmeyi, partiyi, diskoyu severler. Animasyonda bunlar ön plana çıkar. Almanlar iyi canlı müzik sever. Otellerde spor ön plana çıktı, eskiden otellerde basit spor salonları vardı şimdi profesyonel hocalarla çok daha çeşitli spor hizmetleri veriliyor, sportif aktiviteler programda mutlaka yer alıyor”

Mini kulüp olmasa otelin yarısı boşalır

Resort otellerin müşteri çekmesindeki en büyük unsurun çocuklara yönelik mini kulüpler olduğunu söyleyen Buran,  “Bu otelin içinde bir demek.  24 saat açık mini kulüplerde misafirin çocuğu ile ilgilenen animatörler, onlar için şovlar, oyunlar, karnavallar, yarışmalar hazırlayan bir ekibin varlığı sayesinde ebeveynleri tatil yapabiliyor” diyor ve  mini kulüp olmasa otelin yarısı boşalabileceğini iddia ediyor.

Animasyon kadrolarının yüzde 70’i yabancı

Antalya’da 5 yıldızlı bir otelin sezonda minimum animasyon maliyetinin 1 milyon lira olduğunu söyleyen Buran, “Bunun yukarısı olur, aşağısı olmaz, Antalya turizminde 100’e yakın yabancı dans grubu var. Rusya’nın en önemli sirklerinin grupları, dans grupları var. Biz diğer ülkelerde elektronik müzik festivallerinde görülebilecek dekor, ışık, ses sistemleri ile yaratıcı sahneler kuruyoruz.  Otellere iki haftalık programlar yapıyoruz.  Bunlar çok büyük maliyetler. Sezonda 24 konser çıkartan, Pink Martini’ye, Jeniffer Lopez’e konser verdirten otel işletmeleri olabiliyor” diyor.  Animasyon kadrolarının bugün yüzde 70’inin yabancı yüzde 30’unun yerli personelden oluştuğu bilgisini veren Buran, insan kaynakları şirketleri aracılığı ile Rusya, Ukrayna ve Türki Cumhuriyetlerinden gelenlerle animasyon ekiplerini oluşturduklarını söylüyor. Bu coğrafyaya yönelme sebepleri ise hem ağırlıklı turizm müşterisi Rusların dilini konuşabilmeleri hem de ücret maliyeti. Turizm ile ilgili fakültelerin animasyonu tanımadıklarını öne süren Buran, üniversitelerde panellere katılarak öğrencileri animasyona çağırdıklarını söylüyor.

Turizmde animatörlerin meslek kodu olmayıp, turizm elemanı olarak kayıtlara geçtiklerini belirten Buran, “Biz olmazsak turizm olmaz neredeyse ama mevzuatta  biz  yokuz” diyor. 

Konyaaltı'ndan emeklilere sağlıklı yaşam tüyoları Konyaaltı'ndan emeklilere sağlıklı yaşam tüyoları

Editör: Ece Güneş