Geçtiğimiz hafta ÇevreŞehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Denizler Halkındır" sloganıyla yeni bir hareket başlatacaklarını açıkladı Sahilde kıyı bandı kuralı 50 metre. Bu kurala uyulmadığını görüyoruz. Biz bu yaz 'Denizler Halkındır' sloganıyla bir hareket başlatıyoruz." diye konuşan Özhaseki, sahillerde tarama yaptırıldığını ve tüm kaçak yapıların tespit edilip yıkılacağını duyurdu. Diğer taraftan Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde uzun zamandır devam eden ve önlenemeyen bir işgal var. Sahildeki işletmeler projede kendilerine tahsis edilen alan sınırlarını ihlal ediyor. Vatandaşlar, plaja yayılan işletmelerin şezlong ve şemsiyeleri nedeniyle kendilerine yer kalmamasından şikayetçi.
Sayıştay’ın ve Kent Konseyi’nin Raporları Görmezden Geliniyor
Konyaaltı Varyant’tan başlayıp Antalya Serbest Bölge’ye kadar uzanan sahilin mülkiyeti Hazine’ye, kullanım hakkı Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait. 2014’te belediyenin açtığı yarışmada en iyi projenin seçilmesiyle 2017’de yapımına başlanan 15 Haziran 2018’de kullanıma açılan Konyaaltı Plajı’nda işletmeler zamanla kendilerine tahsis edilen alanın sınırlarını aşmaya başladı. İşgal 2022’de Sayıştay raporuna da yansıdı. Raporda Akdeniz Bulvarı’nda 20 dekarı aşan alanın işgal edildiğini tespit etti. Antalya Kent Konseyi de geçtiğimiz yıl yayınladığı raporda işletmelerin, açılır kapanır portatif yapılarla, platform, masa sandalye, şemsiye ve şezlonglarla alanlarını genişleterek anayasaya, kıyı kanunu ve Konyaaltı sahili alan yönetimi usul ve esasları yönetmeliğine aykırı davrandıklarını uydu fotoğraflarıyla tespit etti.
“Ecrimisil Ceza Değil Hak Olarak Algılanıyor”
Şehir Planlamacıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Funda Yörük, projeye uygun olmayan işletmelere Maliye’nin ecrimisil adı verilen para cezasını kestiğini ancak işletmelerin bunu ceza değil, hak gibi algılayıp alan işgaline devam ettiklerini belirterek mevcut işgalin önlenmesi konusunda “Buradaki sorun projeye uyma gerekliliğinin atlanmış olması. Kaçak kullananların kaçaklarını kaldırmasıyla ilgili hem belediye tarafının hem de maliye tarafının birlikte el ele vererek buna bir dur demesi lazım. Tek başına ikisi de bunu yönetemediğini bu senelere kadar gördük biz, projeye aykırı ise Maliye ecrimisil fiyatlarını belki daha yüksek tutmalı, fiyatlar ucuz kalıyor ki insanlar cezalara razı olup bu işleri yapmaya devam ediyorlar” önerilerinde bulundu.
Ek Protokollerle İşgal Meşrulaşarak Genişliyor
İşletmeler sınırlarını aşmaları nedeniyle ödedikleri cezaları gerekçe göstererek işgale devam ederken Hazine’nin işletmelerle ek protokollerle yeni sözleşmeler yaparak büfelerin 6 metrekare olan kullanım alanlarını 150 metrekareye, 100 metrekarelik şezlong-şemsiye alanlarını da 1000 metrekareye çıkarmasıyla durum içinden çıkılmaz bir hal aldı ki bugün işletmelerin bu sınırların da ötesine geçerek genişlediği çıplak gözle dahi fark edilebiliyor.
Şehir Planlamacıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Funda Yörük, yapılan yeni sözleşmeleri yapılan bir proje varken biz de bilimi savunurken başka sözleşmeler yapmak çok yanlış. Belediyede zabıtaları ile oraya gittiğinde Milli Emlak’tan aldıkları evrakları zabıtalara gösterip biz kaçak değiliz devlet bize bu izni verdi şekline getiriyorlar ve böyle bir çıkmaz içerisinde belediye işletmeciye dava açıyor. Ya yeniden bir proje ile baştan aşağı temizleyerek çözüme ulaştırması lazım ya da bu projeye uyması lazım” sözleriyle eleştirdi.