İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Ahmet Özer’in tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konmasına ve belediyeye yerine kayyum atanmasına karşı CHP, Esenyurt’ta geniş katılımlı bir miting düzenlerken, Türkiye’nin 81 ilinde de CHP il Başkanlıkları “Halkın İradesine Sahip Çıkıyoruz” mitingi düzenledi. Antalya’daki Mitinge CHP ilçe başkanları , DEM, Deva Partisi , Gelecek Partisi, Emek Partisi, Sol Parti İl ve ilçe başkanları, CHP Antalya Kadın ve Gençlik Kolları, Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, Eski Antalya Belediye Başkanı ve Eski İyi Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı,  DİSK, Eğitim- Sen, Eğitim-İş gibi sendikalardan ve sivil toplum örgütlerinden katılımcılar miting öncesinde dev ekrandan, CHP’nin İstanbul Esenyurt’ta düzenlediği mitingi izledi. 

Kamacı: AKP nüfuslu İlçeleri kaybetmeyi hazmedemedi

Mitingdeki konuşmasında “Verdiğimiz sarı öküz yetmedi mi?” diye soran CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı , “Ahmet Özer’in hukuki bir gerekçe olması tutuklanması halk iradesinin, iktidar eliyle bir kez daha çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Adaylık başvurusu yapıldığında temiz kağıdını alan biri başkanı olduktan sonra 10 yıldan beri izlendiği söylenerek görevden alınıyor. Devlet bu şekilde kullanılamaz” dedi.  Esenyurt’un 1 milyon nüfusu ile İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olduğunu hatırlatan Kamacı, AKP’nin Esenyurt’u kaybetmeyi hazmedemediğini söyledi,  Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün 13 gün  Kepez belediye başkanlığının ardından hukuksuz bir şekilde tutuklanarak cezaevine aynı kaybın acısıyla  gönderildiğini  ileri sürdü.

Özel: O vekil meclisten çıkmalı! Özel'den sanatçılara Esenyurt çağrısı Özel: O vekil meclisten çıkmalı! Özel'den sanatçılara Esenyurt çağrısı

Subaşı: İktidar cesaret kırmak istiyor

“Mitingin ardından Cumhuriyet mikrofonlarına konuşan Eski Antalya Belediye Başkanı ve Eski İyi Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, kendisini mitinge getiren motivasyonun demokrasiye ve halk iradesine saygısı olduğunu belirtirken “ Seçilmiş belediye başkanlarının elinden belediyenin alınması hiç doğru değildir. Tabi ki herkes yargılanabilir. Ahmet Özer de yargılanabilir ancak bu nedenlerle, bu delillerle bir seçilmişin yargılanmadan doğrudan tutuklanarak kayyum atanması ülkemizin huzuruna da vurulmuş bir darbedir” dedi. Subaşı, 2015 öncesinde sürdürülen “Demokratik Açılım” olarak adlandırılan süreçte çıkartılan 6 Temmuz 2014'te Resmi Gazete'de yayımlanan "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" un  iktidar tarafından adil bir şekilde uygulanmadığına işaret ederek “ O açılım süreci, çözüm süreci denen o yıllarda bir kanun çıkarılmıştı. O dönemdeki tüm görüşmeler, suçlamalardan muaf sayılacaktı. Terörle, terör üyeleri ile görüşmeler yapılıyordu. Hatta Kandil’e otobüs seferleri bile düzenleniyordu. Barış heyecanı ile tüm ülke büyük çoğunlukla desteklemişti. İktidarın yanlışları, karşı muhataplarının yanlışları nedeniyle bu çözüm süreci akamete uğramıştı. O görüşmelerin suç kapsamında olmaması için kanun hazırlanmıştı ancak bakıyoruz o günkü görüşmeler nedeniyle insanlar suçlu sayılıyor, cezaevinde yıllarca ceza çekiyor ancak iktidar yanlıları o muafiyetten yararlanarak, suçun dışında kalmışlardır ama bu süreçte görevlendirilenler de dahil çok kişi mağdur olmuştur” yorumunu yaptı.

Subaşı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İmralı Cezaevi’nde tutuklu olan Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşmasına hazır olduğunu ifade eden konuşmasının ardından gelen ve daha önce Öcalan ile yaptığı telefon görüşmesi delil gösterilerek Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasını  “Bu durumda kimsenin adım atmaya cesareti kalmaz. İktidarın da istediği, insanlar köşeye sıkışsın, kimsenin cesareti kalmasın, korksun bizden görüntüsü içindeler. Türkiye’ye yerleşmiş görüşlerimiz vardır, milli iradeye saygılı kitleler vardır, Türkiye’nin huzuru için herkes mücadelesini verip mücadeleye sahip çıkmalıdır” sözleriyle değerlendirdi.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi