Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Nisan ayı meclis toplantısında konuşan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, özellikle Kaleiçi’nde bulunan tarihi konaklama işletmelerinin ciddi bir mevzuat ikilemiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. 2007 yılında Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde yürürlüğe giren “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”te yer alan, otel odası kapılarının yangına en az 30 dakika dayanıklı olması şartının, tescilli yapılarda uygulanamadığını vurguladı.
“Kapı Krizi” Kaleiçi’nde derinleşiyor: Mevzuatlar çatışıyor
Hacısüleyman, “Koruma Kurulu diyor ki; bu bina tescilli, orijinal kapıyı değiştiremezsin. Ancak yangın yönetmeliği bu kapıların en az 30 dakika yangına dayanıklı olmasını şart koşuyor. Özellikle Kaleiçi’ndeki birçok yapı bu çıkmazın içinde. İşletmeler ne yapacağını bilmiyor,” diyerek çelişkiye dikkat çekti. 2007'den sonra yapı denetim firmalarının ve mimarların gerekli uyarıları yaptığını ancak özellikle 2007 yılı öncesi yapılan binalarda ve koruma kurulunun koruma kapsamındaki tarihi binalarda çözüm üretilemediğini belirten Hacısüleyman, ruhsatı iptal edilen bir aile işletmesini örnek göstererek, “İşletmeci diyor ki ‘Bana ne yapmam gerektiğini söyleyin, yapayım’ ama kimse net bir yol çizemiyor,” ifadelerini kullandı.
“Otelleri Mühürlemek Değil, Yol Göstermek Gerek”
Yurt dışında tarihi şatoların bile konaklama tesisine dönüştürüldüğünü ancak orijinal dokunun korunduğunu söyleyen Hacısüleyman, tarihi binalarda esasın yangın önlemlerini alarak tarihin korunmasından yöne olması yönünde görüşlerinin olduğunu söyledi ve “Çözüm, otelleri mühürlemek değil. Bu işletmelere Türkiye’nin ihtiyacı var. Yangına karşı temel önlemler alınabilir, ilave önlemlerle esnek belgeler düzenlenebilir,” dedi.
“Sezon başladı, yıl sonuna kadar süre tanınmalı”
Yangına dayanıklı kapıların üretiminin zaman aldığını da belirten Hacısüleyman, ilgili makamlardan yıl sonuna kadar süre talep ettiklerini söyledi. “Sezon açıldı. Şu an misafirlere ‘Çık kapını değiştireceğiz’ diyemeyiz. Mevzuatı sadece kâğıt üzerinde uygulamakla kalmayıp, şehrin turizm geliri ve imajı ile birlikte ele almalıyız,” ifadelerini kullandı.
Son olarak kamu otoritelerine çağrıda bulunan Hacısüleyman, “Yangından koruyan, yapıyı koruyan ve ruhsatı veren kurumlar aynı masaya oturmalı. Hepimiz kendi mevzuatımıza sıkı sıkıya sarılırsak, ortak zenginliğimizi kaybederiz,” dedi.
