6 Şubat 2023’te Maraş ve Elbistan merkezli 120 bin metrekare alanda 11 ili etkileyen, 50 binden fazla can kaybına yol açan depremin ardından açılan ilk dava bu sene Şubat ayında 18 yıl hapis cezasıyla sonuçlandı. Site ya da apartman adlarıyla anılan pek çok davanın yargı süreci devam ederken, Antalya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Soner Akdoğan, mevcut yapı güvenliği düzenlemeleri göz önüne alındığında açılan her davada inşaat mühendislerinin sanık olarak yargı karşısına çıkartılmasının adil olmadığını savunuyor.
“Böylesi bir illiyet bağının adil olduğunu kimse bana söylemesin”
Akdoğan, mühendisin elinden çıkan yapıda yıllar içinde denetimsiz altyapı değişiklikleri, tadilatlar yapıldığını, kaçak yapılar eklendiğini, bu kaçak yapıların imar affı ile meşrulaştırıldığını ancak yapıdaki tüm değişikliklere rağmen yasalara göre yapıda deprem ya da başka bir nedenle oluşan tüm can kaybından, maddi zarardan dolayı o yapının fenni müellifi inşaat mühendisinin yargılanmasının doğru olmadığını söyledi. Akdoğan “Yaşadığımız şehre Antalya’ya bir bakın. Halen yapıldığı dönemin dış cephe boyasıyla duran yapılar var, yalıtımı yapılmamış, bodrumlarına rutubetten girilmiyor, nemden apartman çürümüş. Apartmanda biri tadilat yapmış, balkonu içeri almış, salonun duvarını yıkmış mutfakla birleştirmiş, doğalgaz gelmiş, tesisatın yeri değişmiş, kirişler, kolonlar yıkılmış. Bu bina yıkıldığında geriye sadece molozlar kaldığında bu işlemlerin tespiti yapılamıyor. Arşivden kağıtlar çıkarılıyor, kim yapmış bu binayı 1970 yılında şu mühendis yapmış diye bulunup yargı önüne çıkarılıyor. Ya da mühendisin bitirdiği yapıya kaçak yapılar eklenmiş, sonra e devletten harcını yatırmış imar barışından faydalanmış. Hiç o eklediği yapı binanın taşıyıcı sistemlerine ne etki etmiş bakılmıyor yine sanık o güvensiz denetimsiz yapıyı affedenler değil o yapıyı yapan inşaat mühendisi oluyor. O da yetmiyor, eğer mühendis hayatını kaybetmişse, tazminat çocuklarına, torunlarına rücu ediyor. Ben mesleğimi yapmaya korkuyorum. İnsan inşaat mühendisi olmaya çekiniyor” diyerek “ Hangi meslekte böylesi bitmeyen bir illiyet bağı var? ” diye soruyor
Binalar da asansörler, araçlar gibi zorunlu periyodik bakım ve denetimden geçmeli
Akdoğan, onlarca bazen yüzlerce bazen binlerce insanın kullandığı yapıların tıpkı basit elektronik cihazlarda olduğu gibi kullanım kılavuzlarının üretilmesinin, periyodik bakım ve denetimlerinin yapılmasının mevzuatla yaptırım da içerecek şekilde zorunlu hale getirilmesini “Ben bir araba aldım, sonra onun ne lastiğini değiştirdim, ne muayenesini yaptırdım, doğru ve optimum şekilde kullanmadım, fren, vites yağını kontrol etmedim, balataları yaktım, bir de üzerine modifiye yaptım sonra da gittim kaza yaptım. Şimdi arabayla ilgili kullanıcının tüm bu tasarrufları göz ardı edilerek, kazanın sorumlusu arabayı üreten mühendis mi olmalıdır? Hal böyleyken, yapıların da kullanımı, bakımı, yapılardaki tadilatlar, değişimler periyodik denetim altına alınmalıdır” sözleriyle önerdi.