Eğitim

“Eğitim alanında pozitif anlamda bir kalkışmaya ihtiyacımız var”

Muratpaşa Belediyesi tarafından, "demokratik ve kalkınmış bir Türkiye" hedefiyle başlatılan çözüm odaklı buluşma Forum Muratpaşa’nın ilki,  eğitim odağıyla Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde yapıldı. Eğitim alanında uzman konuşmacıların yanı sıra foruma katılan sivil toplum kuruluşları temsilci ve üyeleri,  eğitimci, öğrenci ve farklı mesleklerden Antalyalı soruları, yorumlarıyla çözüm önerilerinin oluşmasına ve geliştirilmesine katkı sundu.

Muratpaşa Belediyesi tarafından, "demokratik ve kalkınmış bir Türkiye" hedefiyle başlatılan çözüm odaklı buluşma Forum Muratpaşa’nın ilki,  18 Eylül saat 16:00’da Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde yapıldı. Türkiye’de eğitim alanındaki sorunların masaya yatırıldığı foruma Prof. Dr. Rıfat Okçabol, Prof. Dr. Erhan Erkut ve CHP Parti Meclisi Üyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı Gölge Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Armağan Erdoğan foruma konuşmacı olarak katılırken, forumun moderatörlüğünü gazeteci yazar Meliha Okur üstlendi. Konuşmacıların yanı sıra foruma katılan sivil toplum kuruluşları temsilci ve üyeleri,  eğitimci, öğrenci ve farklı mesleklerden Antalyalı soruları, yorumlarıyla çözüm önerilerinin oluşmasına ve geliştirilmesine katkı sundu

“Pozitif anlamda bir kalkışmaya ihtiyacımız var”

Forumun açılışında konuşan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal,  eğitimin öğrenci, öğretmen, veli olarak Türkiye’de herkesin içinde olduğu ve herkesin hayatına temas eden bir konu olduğunu hatırlatarak, eğitimin hem bireyin hem de ülkenin hayatı bakımından önem ifade ettiğinin altını çizdi.  Eğitim alanında Türkiye’de pozitif bir kalkışmaya, “biz başarırız” demeye, dayanışma içinde olmaya, net, somut odaklı çözüm odaklı önerilere ihtiyacı olduğundan yola çıkarak Forum Muratpaşa’yı düzenlediklerini söyledi. Uysal, hem veli hem de belediye başkanı olarak eğitim konusunda doğrudan etkilendiği deneyimlerini paylaştı. Ortaokul son sınıfta kızının lise sınavlarına hazırlanırken resim, müzik ve rehberlik derslerinde sınava yönelik test çözmeye yönlendirilmesi üzerine, 1 günü okulsuz gün belirleyerek hobilerine, sanata, spora ayırması sonucu deneme sınavlarında daha başarılı sonuçlar elde ettiklerini gözlemlediklerini aktardı. Belediye başkanı olarak da temizlik işçisi bulamazken, her gün yaklaşık 50 üniversite mezunundan iş başvurusu aldıklarını kaydetti.

Türkiye tarihsel süreçte laik ve bilimsel eğitimden nasıl uzaklaştı?

Uysal’dan sonra söz alan,  lise öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlığı ve akademisyenlik deneyimleriyle eğitimde farklı alanlarda teorik ve pratik birikim kazanma imkanı elde etmiş Rıfat Okçabol, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eğitim sistemindeki majör değişimleri yorumladı. Okçabol, konuşmasında eğitimin temelinin “özgür birey” yetiştirme hedefi üzerine kurulduğunun altını çizerek, Türkiye’de sürekli değişen eğitim sisteminin her defasında daha ırkçı ve dinci bir içeriğe yöneldiğini tarihsel süreçten verdiği örneklerle savundu.

Okçabol, tarihsel süreçte aşama aşama ilerleyen ırkçı ve dinci eğitim sisteminde özgür bireylerin yetişemediğini savunarak,  özgür birey yetiştirmenin tek yolunun laik ve bilimsel eğitimden geçtiğini vurguladı. Mevcut müfredattan, öğretmen yetiştirme sistemine, okullardaki kılık kıyafet yönetmeliğine kadar eğitim sisteminin her unsurunun değişime muhtaç olduğunu söyledi.

“Dünyada bildiğimiz eğitim sistemi çöktü”

Okçabol’un ardından akademik hayata Endüstri Mühendisliğiyle adım atan daha sonra eğitim öğretim alanında çalışma ve araştırmalara yönelen, pek çok üniversitede yöneticilik üstlenen Prof. Dr. Erhan Erkut, dünyada üretim paradigmalarının değişmesiyle eğitim paradigmalarının da değiştiğini vurgulayan bir konuşma yaptı. Erkut, dijitalleşen üretim sisteminde mevcut eğitim sisteminin çöktüğünü, öğretmenden öğrenciye bilgi nakli döneminin bittiği, öğretmenlerin fonksiyonunun rol model olmaya doğru değiştiği tespitlerinde bulundu. Öğrenciye bilgi nakletmekten çok eleştirel düşünme, problem çözme, işbirliği, hızlı hareket ve adaptasyon, hızlı öğrenebilme, psikolojik sağlamlık gibi yetkinlikler kazandırılmasına yapay zekanın eğitim sistemine entegre edilmesi gerektiğini, buna göre uluslararasılarmış, girişimciliği teşvik eden, bireyselleştirilebilen, çevrimiçi özellikleri olan karma alternatif okullar oluşturulmasını yönelik tasarımlar üzerine çalışılmasını önerdi.

Merkezi yönetimin yol açtığı derin yoksulluğun eğitime etkisi

Erkut’un ardından konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi ve Gölge Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Armağan Erdoğan,  20 milyon ilk ve orta öğrenim öğrencisinin, 7 milyon üniversite öğrencisi, 180 bin akademisyen,  1 milyon 150 bin öğretmen ve yaklaşık 1 milyon atanamayan öğretmen ve velilerle beraber ve hayat boyu öğrenme kavramı ile beraber eğitimin 7’den 77’ye herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Kurultay’daki yönetim değişiminden itibaren eğitim alanında yaptığı çalışmaları aktardı. Erdoğan ülkedeki derin yoksulluğun öğrencilerin zihinsel, fiziksel ve psikolojik gelişimini dolayısıyla eğitim hayatlarını olumsuz yönde etkilediğini belirterek, merkezi hükümetin bu alanda yetersizliklerini yerel yönetimlerde CHP kreş, yurt, burs, öğrencilere yemek gibi sosyal belediyecilik anlayışı ile yerel yönetimlerce kapatılmaya çalıştığını söyledi. Erdoğan, merkezi bütçeden eğitime aktarılan payın arttırıması gerektiğine işaret ederek, okullarda ücretsiz yemek ve temiz su sağlanması için iktidara baskı yapmaya devam edeceklerini söyledi.  Erdoğan, Türkiye’nin Yüzyıl Maarif Modeli iktidardaki siyasi partinin kendi ideolojisine göre yeni nesiller yetiştirmeyi amaçladığı bir dayatma olduğunu savunarak,  CHP’nin Danıştay’a yürütmenin durdurulması için açtığı dava ile hukuki mücadelesini sürdürdüğünü hatırlattı.