CHP Genel Başkan Yardımcısı ve gölge Eğitim Bakanı Suat Özçağdaş, bugün MESEM öğrenci Alperen Enes Ural'ın ölümüyle ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasına bugünün 10 Aralık İnsan Hakları Beyannemesi'nin kabülünün 76. yıldönümü olduğunu belirterek başlayan Özçağdaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle paylaştığı "İnsan hakları gününün bilhassa temel haklarından mahrum bırakılan başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere tüm insanlığa huzur ve barış getirmesini temenni ediyorum, tüm dünyanın 10 Aralık insan hakları gününü kutluyorum" açıklaması ile Milil Eğitim Bakanı, Yusuf Tekin'in "Başta ülkemiz ve bölgemiz olmak üzere dünyada insan haklarından yoksun yaşayan açlıkla müçcadele eden mazlum ve mağdur kardeşlerimize hayırlar getirmesini dilemiş. eğitim ailesi olarak insanı merkeze alan anlayışımızla yarınlarımızı daha müreffeh bir geleceğe hazırlamanın ve daha insani bir yaşamın inşa etmenin gayretinde olacağız" açıklamasını okuduktan sonra MESEM öğrencisi Alperen Enes Ural'ın ölümünü hatırlatarak, ölüm nedeniyle görülen dava sürecini ve sonuçlarını değerlendirdi.
Alperen Enes Ural'ı hatırlattı
1 yılda 12 MESEM öğrencisinin işyerinde hayatını kaybettiğini söyleyen Özçağdaş, Alperen Enes'in ölümünü gündeme getirdi. Özçağdaş "Bir Cumartesi çalışmaması gereken bir günde, olmaması gereken bir yerde ve alınmayan iş güvenliği tedbirleri nedeniyle buradan düştü. Böylesi demirleri olan bir balkondan Alperen Enes Vural düştü. Alperen Enes eğer iş kanuna göre tedbirler alınsa ölmezdi, paraşüt kemeri olsa ölmezdi, bareti olsa ölmezdi. Usta öğreticisi başında olsa ölmezdi. Dışarıda değil içeride olsa ölmezdi. İş gören değil iş öğrenen olsa ölmezdi. Bir Cumartesi günü olmaması gereken yerde olmaması gereken yerde burada düştü ve 5 gün yaşamaya tutunmaya çalıştıktan sonra vefat etti." diye konuştu.
17 yaşında evladın bedeli 36 bin ve 15 bin TL
Alperen Enes'in bugün görülen davasında açıklanan sonucu paylaşan Özçağdaş, "Alperen'in ölümünden sorumlu olanlardan bir kişi bile tutuklanmadı. İşyeri sahibi 36 bin lira ve 8 ay meslekten uzaklaştırma, ustacı 1 yıl 3 ay para cezasına çevrilerek 15 bin lira para cezasına çevrildi" dedi
Duruşma salonunda Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kimse yoktu
17 yaşında bir evladın bedeli birisi için 36 bin birisi için 15 bin oldu. İnsan hakları bakımından akıl veren iktidardan Milli Eğitim Bakanlığı'ndan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan kimse yoktu. Kendisine emanet edilmiş 17 yaşında bir çocuk için iktidar ne güvenli bir eğitim alanı ne güvenli bir çalışma ortamı ne de adalet sağlayabildi. Buradan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Çalışma ve Soylal Güvenlik Bakanı Vedat Işkıhan'a, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a , Eğtiim Bakanı'na Yusuf Tekin'e sesleniyorum: Utanmalısınız. Onu kaybettikten sonra da adaleti sağlayamadığınız için utanmalısınız. Böyle iktidar olmaz olsun. Ne yazık ki Alperen gibi çocuklarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
MESEM ölümleriyle ilgili araştırma önergelerini kabul etmediniz
Meclis'te milletvekillerinin çocuğu olduğunu, hiçbirinin çocuğunun burnunun kanamasını istemeyeceğini söyleyen Özçağdaş, "Defalarca MESEM ile ilgili can kayıplarını araştırmak için verdiğimiz önergeleri kabul etmediniz. Alperen'i geri getiremeyiz ama başka çocukları koruyabilirdik. Başkalarının, fakir ailelerin çocuklarını 5100 lira maaşa mahkum ettiniz. Onlara iş güvenliği şartlarında iş öğretemediniz ve başlarına bir iş geldiğinde umursamadığınızda hepinize yazıklar olsun. Bu iktidarın son bulmasi için de mücadele edeceğiz. Alperen Enes için de hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.