TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu Doyran’da yapılması düşünülen HES projesinin bölgede yıkım getireceğini belirterek, ÇED sürecinde gerek bölge halkının gerekse de duyarlı Antalyalıların 8 Ekim Salı günü gerçekleşecek toplantıya katılması davetinde bulundu.


Antalya'nın Konyaaltı ilçesi Doyran ve Geyikbayırı mahallelerinde yapılması planlanan Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES) projesinin doğaya ve bölgenin ekonomik ekosistemine ciddi zararlar vereceğini savunan çevre mühendisleri projenin, hem çevresel hem tarımsal hem de performans yönünden olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi

 Çevre Mühendisleri yayınladıkları açıklamada Antalya gibi tarımsal üretimin güçlü olduğu bir bölgede bu tür projelerin, halkın geçim kaynaklarına zarar vermeden önce detaylı bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizerek, doğal yaşamı ve yerel ekonomiyi tahrip eden bu projelerin Antalya'da tekrarlanması, bölge için ciddi sorunlar doğuracağını söyledi. Açıklamada ortaya çıkacak olumsuz etkiler şöyle sıralandı:


Doyran Regülatörü ve HES projesi, bölgedeki doğal su akışını değiştirerek, yerel ekosistemi ciddi biçimde etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir. Proje kapsamında suyun regülatörden cebri borular aracılığıyla taşınması, doğal akarsu ekosistemini ve bu ekosistem içinde yaşayan bitki ve hayvan türlerini tehdit etmektedir.


Su kaynaklarının doğal akışında meydana gelecek değişiklikler, sadece sucul ekosistemleri değil, aynı zamanda bölgedeki flora ve fauna çeşitliliğini de olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, bölgenin peyzaj onarım planları henüz tamamlanmamıştır ve bu, projenin yaklaşık 4 yıl sürecek inşaat aşamalarını da değerlendirecek olursak çevreye olan zararlarının tam olarak belirlenmesini zorlaştırmaktadır.

Bakan Ersoy: Kazı çalışmalarına ödenek 6 milyar lira Bakan Ersoy: Kazı çalışmalarına ödenek 6 milyar lira


Doyran Göleti ve bu göleti besleyen su kaynakları, Konyaaltı’ndaki tarımsal faaliyetler açısından hayati önemdedir. Ancak, HES projesi kapsamında suyun borular aracılığıyla enerji üretimi için kullanılması, tarım arazilerini sulayan ve içme suyu olarak kullanılan suyun miktarını ve kalitesini olumsuz yönde etkileyecektir. Bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım, bu proje nedeniyle ciddi tehdit altındadır.


Fizibilite raporuna göre, maksimum debi 1,3 m3/s olarak hesaplanmış, ancak yıllar boyunca ortalama akım değeri 0,56 m3/s olarak kaydedilmiştir. Bu veri, projenin su kaynaklarının yetersiz olabileceğini ve enerji üretim kapasitesinin öngörüldüğü gibigerçekleşemeyebileceğini göstermektedir. Yani, HES projesi, tarımsal su kaynaklarını tehlikeye atarken, beklenen enerji üretimi hedeflerine de ulaşamayabilir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin enerji konusundaki dışa bağımlılığını azaltma hedefini destekliyoruz, ancak bu hedefe ulaşırken çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliğin göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyoruz. Enerji üretimi için yapılacak yatırımlar, sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almalı; doğal kaynaklar, tarımsal üretim ve halk sağlığı zarar görmemelidir. Ancak enerji üretimi ülkenin ne kadar önceliğiyse de enerji verimliliği de bir o kadar önemlidir ve ülke gündeminde yer bulmalıdır.


Bu sebeple proje önerisinin yeniden değerlendirilmesini ve bölge halkının geçim kaynaklarını koruyacak daha sürdürülebilir çözümler bulunmasını talep ediyoruz.
Antalya'nın tarımsal üretimi, temiz su kaynakları ve doğal zenginlikleri, enerji üretiminden çok daha değerlidir.  

Editör: Ece Güneş