Binlerce yıldır ışıl ışıl gece gündüz göğe ayna, balıklara yuva, kuşlara konak ve sedir ağaçlarını da kapsayan büyük bir ekosistemin hayat kaynağı. Antalya'nın en yüksekteki ovalarından 1000 rakımdaki Elmalı'nın ve aşağısındaki yerleşim ve tarım alanlarının temel su kaynağı. 850 Hektarlık Avlan Gölü bugünlerde kuraklıkla savaşıyor, yaşama tutunmaya çalışıyor ancak nafile.

Zengin endemik türe sahip ekosistem

Göl etrafında beraber incelemelerde bulunduğumuz Gazeteci ve çevre aktivisti Yusuf Yavuz'a göre gölün iki tarafında sırtlarda Çığlıkara Ormanları olarak adlandırılan alanda Avrupa kıtasında yer alan pek çok ülkenin toplamından daha fazla biyoçeşitlilik olduğu tespit edildi.

Sadece Çığlıkara Ormanı'nda tespit edilen endemik tür sayısı 175. Tüm bunları sağlayanın Avlan Gölü'nün etrafındaki mikroklima olduğunu söyleyen Yavuz, Antalya'nın en yüksek, en değerli Sedir Ormanları'nın da göldeki nem nedeniyle bu bölgede yetiştiğini savunuyor. Yavuz, gölün beslediği Elmalı Ovası'ndan yetişen ürünlerin Osmanlı İmparatorluğu'nun da içinde olduğu I. Dünya Savaşı sırasında Doğu Cephesi'ne Filistin'e  ordu iaşesini karşılamak üzere  zimmetlenerek tarihsel de bir anlam kazandığını  hatırlatıyor.

Avlan Gölü'nün Göltarla'ya dönüşmesi

Avlan Gölü'nün başına ilk felaket Alman Jeologların 1950'li yıllarda Türkiye'nin pek çok sulak alanı için hazırladıkları kurutma tavsiyesi içeren raporlara dayanıyor. Göle ilk müdahale 1970'lerde bu raporlara dayanılarak yapılıyor. Bu dönemde Gölün civarındaki araziler birkaç mülk sahibinin elinde tekelleşmiş, köylüler ise topraksız. CHP Bülent Ecevit iktidarı da izlediği sosyal politikalar kapsamında 'su kullananın toprak işleyenin' diyerek bu bölgedeki topraksız köylülere kuruyan gölde arazi dağıtıyor. Köylüler gölde başta nohut olmak üzere, buğday, arpa gibi tarla bitkileri yetiştiriyorlar. Öyle ki bölgenini adı 'Göltarla' olarak anılmaya başlanıyor. 


Gazeteci Yusuf Yavuz, bu uygulamanın ardından 70'lerin ikinci yarısından itibaren köyün tamamen kuruduğunu, göl ile beraber çevresindeki meyve bahçelerinin de gölden su çekilmesinden etkilenerek kuruduğunu, gölün etrafına gelen kuşların azaldığını, göl etrafındaki ekosistemin bozulduğunu, neredeyse küçük bir kıyamet yaşandığını anlatıyor.

Göl tekrar su tutar mı?

Gölün kurutulmasıyla Elmalı Ovası'nda ortaya çıkan bu tablo karşısında gölün tekrar eski haline dönüştürülmesine karar veriliyor ve 2000 yılından itibaren gölde su toplaması çalışmaları başlıyor Ancak göl tüm çabalara karşın su tutmuyor. Bunun tek sebebi artan kuraklık değil, yanlış tarım politikaları da Avlan Gölü'nün su tutmasını önlüyor. Nereye nasıl kurulduğuna bakılmaksızın hibe ve kredilerle sağlanan teşviklerle Antalya'da özellikle Aşağı Kumluca, Finike ve Demre'den yatırımcıların Elmalı Ovası'na da sera inşa etmesiyle Elmalı Ovası'nda son beş yıl içinde binlerce dönüm endüstriyel sera kuruldu. Bu seraların üretim için ihtiyaç duyduğu suyu yeraltından sondajlarla çekmesi ise Avlan Gölü'nün su tutmasını önlüyor.

Gazeteci Yusuf Yavuz, seraların bir köyün kullanabileceği suyun tek bir serada kullanıldığına işaret ederek, Elmalı Ovası'nın daha önce kuru tarım yapılan bir alan olduğunu hatırlatarak, sera tipi sulu tarım alanında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hibe ve kredilerle teşvik edilmesi sonucu büyük bir yok oluşa gidildiğini öne sürüyor.  Ovaya kurulan on binlercee dönüm seranın da önümüzdeki yıllar içinde üretim için ihtiyaç duyacağı suyu temin etmekte zorlanacağı öngörüsünde bulunan Yavuz,  bölgede köylülerin ise arazilerini sera yatırımcılarına satmasının da aile tipi küçük çiftçiliğin ortadan kalkmasıyla sonuçlanacağını söylüyor.

"Haddinden fazla yapılan seralar kaçak sondajla Avlan Gölü'nü bitirdi"

Avlan Gölü'nün su tutmaması, gölün altındaki tarımsal alanları da olumsuz etkiliyor. Arif, Yalnız, Gökbük, Gökeyaka Köyleri Sulama Kooperatifi Başkanı Orhan Sarıkaya  "Elmalı Halkını toplarsanız burada bin dönüm serası vardır yoktur, Finike Kumluca'dan gelenler, yazın da elmalıda üretiyor. Elmalı halkı üretiyor Elmalı'da Elmalı halkı üretmelidir. Buraya bin dönüm 2 bin,dönüm, 4 bin dönüm sera kuruldu ve yeraltı kaynak sularını bitirdiler. Buradaki insanlar da mağdur oluyor. Bu kadar sera yapılmasına izin verilmemeli. Haddinden fazla sera yapılıyor, bir sürü kaçak sondaj var.  Avlan gölü bu kaçak sondajlar suyu çektiği için suyu dolduramıyor. Bini geçkin sondaj var. Yeraltı suyu boşalıyor 3 gün sonra Elmalı Ovası'nda Konya Ovası gibi obruklar oluşacak.  

"Narların yarısı kuraklıktan çatladı, kalan yarısı da kalitesiz"

Sarıkaya, susuzluk nedeniyle bölgede tarım yapan üreticinin ürünlerinin kalitesini kaybettiğini "Son iki yıldan ben örnek vereyim, bir bahçeden normalde 10 ton nar almamız gerekiyorsa biz bunun 5 tonunu çürüttük , çatlattık.  O ton da kaliteli olmadı çünkü ürünleri zamanında sulayamadık. Ülke için de kötü durum. çünkü ihraç edip döviz alıyoruz.  Önümüzdeki yıllar ne olur, hiçbir fikrim yok" sözleriyle ifade ediyor.

"Ziraat bitti, serada işçi oluruz artık"

Elmalı'da büyük sera kurmak için yeterli finansmana ulaşma imkanı olmadığını belirten Göltarla Köyü'nden Mehmet Selçuk  köyde arazisi olanın arazisini  ya seralara  ya da ilk bulduğu alıcıya sattığını söylüyor.  Bölgede sera kurulumunun aşırı olduğu yorumunu yapan Selçuk "dengeli olsa böyle olmazdı" diyor. Bölgede hayvancılığın da bittiğini,  sadece küçük sürü sahiplerinin kaldığını söylüyor. Selçuk, bundan sonra bize yapacak sadece seralarda işçilik kalıyor diyor.

Tarım ve Orman Bakanı tamam dedi ancak proje gecikti

Sulama Kooperatifi Başkanı Sarıkaya, kurulan seraların artık kaldırılamayacağını, kaçak sondajlara da müdahale edilmediğini, Avlan Gölü'nün su tutması için geriye kalan tek seçeneğin, göle pompa ile su basılması olduğunu öne sürüyor.  İki yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığı ile bu projenin görüşüldüğünü, Bakanlık'tan  proje için 15 Milyon TL ayrılsın talimatı verdiğini ancak proje için henüz bir adım atılmadığı bilgisini veriyor. 

 

Bayramda araç kiralamada yüzde 50 düşüş bekleniyor Bayramda araç kiralamada yüzde 50 düşüş bekleniyor

Editör: Ece Güneş