Ekonomi

ATSO'dan ekonomi için köprüden önce son çıkış uyarısı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Ağustos ayı olağan toplantısında konuşan Yusuf Hacısüleyman, "Türkiye ekonomisinde yavaşlama işaretleri iyice belirginleşti. Yavaşlamanın ciddi sorunlara dönüşmemesi için son kavşaktayız" uyarısı yaptı.

Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Ağustos ayı olağan toplantısında konuşan Yusuf Hacısüleyman, ekonomideki zayıflamaya ilişkin uyarılarda bulundu.

Rekabet gücü ortadan kalkıyor mu?

Hacısüleyman, şu anki dezenflasyon programının mükemmel olmadığını ancak başka bir yolun da olmadığını işaret ederek, eskisi gibi düşük maliyet ve düşük fiyat politikası ile diğer ülkelerle rekabet edilemediğini, ülkedeki teknoloji seviyesi de istenilen düzeyde olmadığı için gelişmiş ülkelerde de rekabet edilemediğini öne sürerek teknoloji alanında atılım yapılması gerektiğini savundu. 

Ceza kesmeye odaklı denetimler iş dünyasını tedirgin mi ediyor?

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Yeni kanunlaşan vergi paketiyle birlikte farklı alanlarda yeni vergi düzenlemeleri getirilmiş, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında yeni adımlar atılmış ve birçok vergi kanununda idari cezalar da yükseltilmiştir. Denetim elbette yapılmalı, yanlışın üstüne elbette gidilmeli ancak, iş dünyası yeni düzenlemeler nedeni ile tedirgin bir dönem geçirmektedir. Yeni vergi uygulamalarının özel sektöre getireceği yüklerin, henüz ne boyutta olduğu tam olarak anlaşılmış değildir. Böyle bir ortamda yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimler yapılması, bu tedirginliğin daha da artmasına neden olmaktadır. Kayıt dışılığı önlemek ve vergi yükünün toplumda eşit bir şekilde dağıtılması amacıyla mükelleflerin vergi bilincinin artırılması gerekmektedir. Bu nedenle yapılacak keyfi uygulamaların ve yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimlerin yapılması mükelleflerin vergi sistemine olan güveninin azalmasına neden olacaktır.”

Son kavşak uyarısı

“ Türkiye ekonomisinde yavaşlama işaretleri iyice belirginleşti. Sanayi üretimi çok zayıfladı, Haziran’da yüzde 4,6 düştü. PMİ endeksi son 13 ayın 11’inde 50’nin altında değer aldı ki bu da sanayinin zor durumda olduğunu gösteriyor. Perakende satışlardaki reel büyüme yüzde 20’lerden tek hanelere indi. Kredi kartı ile yapılan harcamalarda keskin bir yavaşlama var. Konkordatolar ve ödenmeyen çek-senet sayısı artıyor. Son olarak işsizlik Mayıs ayında yüzde 8.5 iken Haziran’da yüzde 9.2’ye yükseldi. Temmuz-Ağustos’ta ve sonbaharda işsizlikte artışın devam ettiğini göreceğiz. Artık yavaşlamanın daha ciddi sorunlara dönüşmemesi için son kavşaktayız. Yakın zamanda bu gidişatta değişiklik yapacak önlemler alınmazsa çok daha ciddi yan etkiler görmeye başlayacağız. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Hazine-Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek başta olmak üzere ekonomi yönetiminin bu uyarılarımızı dikkate almasını, sorunun sadece iş dünyasının yavaşlayan satışları ve karlılığı olmadığını, değerlenen kur nedeniyle ihracatın yara almaya başladığını, çalışanlarımızın ve halkımızın azalan gelirleri nedeniyle büyük sıkıntı içinde olduğunu, enflasyon programından sapmadan, özellikle halkın alım gücünün desteklenmesi gerektiğini bilhassa vurgulamak istiyorum.” dedi.

Enflasyon muhasebesi eziyete dönüşmesin talebi

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman,enflasyon muhasebesi konusuna da değinerek " Aslına bakarsanız, konu bir yıla yakındır ülke gündeminde ancak vergi dönemleri geldiğinde tartışma yeniden alevleniyor. Düzenlemede eksik bulunan ya da hatalı olduğu düşünülen noktalar doğal olarak iş dünyası temsilcileri tarafından yüksek sesle gündeme taşınıyor. Enflasyon muhasebesi, enflasyonun mali tablolarda yarattığı yanıltıcı etkileri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanıyor. Vergi Usul Kanunu’na göre belirli şartlar altında zorunlu hale gelen bu uygulama, 2024 yılında tekrar yürürlüğe girdi. Ancak, 2021’deki ertelenmeden sonra bu uygulamanın bugünkü ekonomik koşullarda firmalar üzerinde önemli zorluklar yarattığı görülüyor. Türk iş dünyası enflasyon muhasebesini 2003 ve 2004’te de tecrübe etmiş olmasına rağmen, yıl başladığında, pek çok kişinin aklına, şu anda yaşanan sorunlarla karşılaşılabileceği gelmemişti. Biraz sonra özetleyeceğim sorunların bugün çok can yakıyor olmasının ardında, yirmi yıl önceki konjonktür ile bugünkü konjonktür arasında yatan önemli bir fark var.” dedi.