Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ağustos ayı içerisinde yayınlanan bir kararla, uygulanması istenen enflasyon muhasebesi konusunda değerlendirmede bulundu. Başkan Yusuf Hacısüleyman, enflasyon nedeniyle işletmelerin yüksek maliyet artışları ile karşı karşıya olduğunu, yüksek faizin ve gerileyen satın alma gücünün yurtiçi talebi zayıflattığını dile getirdi. Konkordato ve takibe düşen çek-senet sayısının yükseldiğini belirten Hacısüleyman, son aylarda yeni vergiler ve zamlar ile bu sıkıntılı sürecin daha ciddi bir boyut alacağını kaydetti.
“Amacımız zararı minimize etmekti”
Negatif reel faiz döneminin enflasyonu kontrolden çıkarması ve makroekonomik dengeleri bozmasının ardından, 2023 yılı yaz ayında başlatılan ekonomi programını samimiyetle desteklediklerini ifade eden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Enflasyonun ülke ekonomisi, işletmelerimiz ve halkımız için ne denli büyük bir tehdit olduğunu biliyor ve yeniden fiyat istikrarının sağlanması için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz” dedi. Faizlerin kademeli olarak yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Başkan Hacısüleyman, “Ani ve büyük artışların ekonomide yan etkilerinin olacağını dile getirdik. Amacımız, politikada 180 derece ve ani bir dönüşün işletmelerimize verebileceği zararları minimize etmekti. Uygulamanın da böyle olduğunu gördük. Pozitif sonuçları ülke olarak mutlulukla karşılıyoruz. Yurtiçi talep yeniden normalleşiyor. Cari denge iyileşiyor. Enflasyon ve ülke risk primlerimiz düşüyor, kredi notlarımız yükselmeye başladı” diye konuştu.
“Beklentimiz maliyetlerin aşağı çekilmesi”
Halen yüksek seyreden enflasyonun, maliyetleri yukarı çekmeye devam ettiğini dile getiren Başkan Yusuf Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü; “Tüketicilerin satın alma gücü hızlı bir şekilde geriliyor. Şimdi bir de vergi düzenlemeleri ve yeni zamlar ile maliyetlerimizde kütlesel bir artışla yüz yüzeyiz. Üstelik kredi kullanımımız hem faiz düzeyi nedeniyle hem de miktarsal olarak sınırlı düzeyde. Takibe düşen çek ve senetlerde yüksek artışlar var. Aynı şekilde konkordatolarda da bir sıçrama yaşanıyor. Şirketlerimiz ayakta kalmalı. Bu nedenle ticari krediler üzerindeki miktar sınırlamasının kaldırılmasını bekliyoruz. Özellikle son aylarda işletme kredileri yatay seyrediyor. Finansman maliyetleri zaten yüksek ama bu düzeyden de olsa kredi kullanmak zorunda olan firmalarımıza “hayır kullanamazsın” denmemeli. Türkiye’de üretim çok pahalı. Her sektörde aynı sorunu görüyoruz. Enerji maliyetleri yüksek, arazi maliyetleri yüksek, işgücü maliyetleri yüksek. Şimdi bir yıldan beri kredi maliyetleri de yükseldi. Devletimizden beklentimiz maliyetlerin aşağı çekilmesi. Evet, enflasyonla mücadele için kredi maliyetlerinin bir süre daha yüksek kalacağını biliyoruz. Ancak diğer üretim faktörlerinin maliyetlerinin aşağı çekmemiz gerekiyor. Tarım bu ülkenin olmazsa olmazı. Yıllardan beri tarımda sorunlar birikiyor. Sektörün büyümesi çok yavaş. Benzer şekilde, tekstil ve hazır giyim sektörü uzun süredir kan kaybediyor. Emek yoğun diğer sektörlerimizde de benzer sorunlar var.”
“ATSO olarak endişe duyuyoruz”
Enflasyon muhasebesi uygulamasının ikinci geçici dönemde de uygulanmamasını, yılsonuna bırakılmasını beklediklerini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Ancak öyle olmadı. Bu da firmalarımıza yük getirecek. Dolayısıyla, önümüzdeki dönem pek çok firmamız için ‘tamam mı, devam mı?’ dönemi olacak. Türkiye’nin en büyük 4’üncü odası ATSO olarak, enflasyonla mücadele programı çerçevesinde atılan adımların üretimi ve ticareti sürdürülemez hale getirmesinden endişe duyuyor; şirketlerimizin yaşaması, büyümesi, istihdam hacmini artırmaları için uygun bir ortam istiyoruz” açıklamasında bulundu.