Antalya’nın ölü toprakları!

Bugün Antalya kıyılarındaki bir çarpıklığa dikkati çekmek istiyorum. Siyasi çekişmelerden uzak olarak tartışılıp düzeltilmesi gereken bir çarpıklık. Bunun için özellikle Antalya sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile kanaat önderlerinin, siyasi parti temsilcilerinin, belediye başkanlarının kafa kafaya, el ele, omuz omuza vermesi gerekiyor.

Peki çarpıklık ne?

Kemer’den Alanya’ya kadar turizm bölgesi olarak ayrılıp planlanmış tüm kesimlerde kıyılar devasa otel binalarıyla kapatılmış durumda. Bu binaların bahçeleri çoğunlukla birbiriyle bitişik ve güvenlik duvarlarıyla çevrili. Aralarından kumsala geçiş yolu yok. Bazen kumsala geçiş yolu bulmak için birkaç kilometre mesafe katedilmesi gerekiyor. Bu durum da kıyıdaki turistik tesisin gerisinde kalan tüm alanı öldürüyor.

Bu ölü alanda yer alan tesislerde konaklama birden inanılmaz ucuzluyor. Pansiyonculuk gelişmiyor, istenildiği düzeye ulaşmıyor.

Haziran ayı sonunda Kemer tarafında kısa süreli bir tatil yaptım. Dikkatlice bir daha baktım. Sahil boydan devasa tesislerle kapalı. Arada birkaç daracık alan kalmış, bir iki noktayı belediye sahiplenip halkın hizmetine sunmuş, o kadar.

Kıyıdaki tesislerin arkasında bir ana cadde. Caddenin kara tarafında baraka veya barakadan az hallice dükkanlar dizilmiş. Sonrası ev ya da terk edilip kurumuş bahçe.

Özellikle Göynük, Beldibi gibi arazisi dar yerleşim alanlarında durum daha net görülüyor.

Buralardaki ölü alanların canlandırılması, yitirdikleri değerin geri kazandırılması gerekiyor.

Bu nasıl olacak?

Öncelikle kumsalı kimse sahiplenemeyecek, herkesin kullanımına açık tutulacak. Kumsala geçiş için 250 bilemedin 500 metreyi geçmeyen aralıklarla en az 10-20 metre genişliğinde sahile yaya ulaşım yolları açılacak. Bunlar aynı zamanda iç kesimler için hava koridoru oluşturacak.

Sahilden daha içeride yer alan tesisi yatağını daha yüksek ücrete satacak, pek çok insan evini pansiyon yapacak, boş arsalar değerlenecek. Tesis yapılırsa daha çok para kazandıracak, ev yapılırsa daha yüksek fiyata satılacak.

Bu arada belirteyim; sözünü ettiğim kıyılarda arsam falan yok.

Koca kıyıyı 5-10 tesisin kaplayıp-kapatıp tüm beldeyi öldürmesine gönlüm razı gelmiyor. Bu duruma daha fazla göz yumulmamalı. Bu kayıp sadece o yörelerdeki mülk sahiplerin değil, ülkenin de kaybı.

mustaydn@gmail.com