Siyaset literatürümüze, yerel yönetimdeki usullü usulsüz, kanunlu kanunsuz imar oyunlarını ve rant paylaşımlarını niteleyen bir deyim yerleşti; ‘‘parsel parsel satmak!..’’ AKP’nin önemli isimlerinden biri, Başkent Ankara’nın AKP’li eski Belediye Başkanı için söylemişti. Ne yazık ki bu söz ‘‘Türkiye’nin turizm başkenti Antalya için’’ de geçerli hale geldi.
Antalya’nın AKP’li Belediye Başkanı döneminde benzer imar oyunları oynanmış, bazıları sivil toplum kuruluşlarının direnişiyle bozulmuştu. Ancak Konyaaltı Beach Park’ın altın tepside birilerine sunulması, bazı kamu alanlarına olur olmaz, büyüklü küçüklü tesisler kondurularak ahbap çavuş ilişkisi içinde dağıtılması önlenememişti.
Yönetim değişti, belediye başkanlığı ve meclis çoğunluğu CHP’ye geçti. Anlayış değişmedi. En güncel konu Lara Sahil Antalya Büyükşehir’in son Meclis toplantısında da Lara Halk Plajı olarak bilinen alanın 30 yıllığına kiraya verilmesi kararlaştırıldı.S Karar CHP’li üyelerin oylarıyla alındı, AKP’li ve MHP’li üyeler ret oyu verdi. Antalyalıların çoluk çocuğuyla nefes alma alanı olarak gördüğü, şehirdeki küçük oteller ve pansiyonlarda konaklayan turistlerin havlularını serip güneşlendikleri, Antalya’nın önemli bir çekim unsuru olan bu sahil bandının geleceği karanlık gibi…
Muhalefet açıklama isteyince Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek halkçı(!) duruşla şunları söyledi:
"Bu proje Konyaaltı Sahili gibi olmayacak. Yani belediye bütçesiyle yapıp, sonra birine işlettirmeyeceğiz. Yap- işlet- devret modeliyle hayata geçirilecek. Detaylarını hepiniz öğreneceksiniz." Ne öğreniriz, ne görürüz bilmiyorum ama sokakta konuşulanlar hiç hoş değil. En azından benim bulunduğum çevrelerde bunlar konuşuluyor:
- Çağlayan’daki tartışmalı rezidans planı seçimden önce geri gönderilmiş, inşaat- durmuştu. Plan seçimden sonra oy birliğiyle belediye meclislerinde kabul edildi, inşaat bitmek üzere, falezlere bir kabus daha çöküyor.
- Çağlayan Park’ta seyir terasına kondurulan kafenin kaldırılması beklenirken yıkılıp yenilendi. Yetmezmiş gibi yürüme yolu üzerine bir de büfe konduruldu.
- Kepez’de en yüksek binanın 4-5 kat olduğu Fabrikalar Mahallesi’ndeki 30 dönümlük bir alanda 15 kata izin veriliyormuş. Nasıl oluyor, ne yapıyor bunlar?
- Kıyıya yakın pek çok noktada devasa binalar yükseliyor. Bunları yapanların gözlerini para hırsı bürümüş de yaptıranlara ne demeli?
- Lara Plajı’nda önceki yönetim tarafından oluşturulan özel alanların geri alınmasını bekliyorduk, halkçı yönetim diyorduk; bunlar tamamını satıyor.
- Kırcami’de dava üstüne dava açan Şehir Plancıları nerede? Bunları görmüyorlar mı?
- Özellikle de CHP’ye oy verdiğini söyleyenler, ‘‘Biz boşuna mı bu partiye oy verdik? Halkın malı ve çıkarları korunmayacak, eskisinden farkı olmayacaksa niye çabaladık?
Bütün bunlara hem Başkan Böcek, hem CHP yönetiminden kamuoyunu tatmin edici, kafalardaki kuşkuları giderici bir açıklama yapılmalı. ‘‘İmar oyunları ve rant avcılığı sürecek, kıyılarımız parsel parsel pazarlanacaksa biz niye sandığa gidiyoruz’’ sorusu amansız, fakatsız, net olarak cevaplanmalı. Bu kentin elde kalan güzelliklerinin, varlıklarının korunacağına ilişkin güven sağlanmalı.
Ünlü yöre türkümüzün ‘‘Antalya’nın kuyuları/ Çayır çimen kıyıları’’ dizeleri, ‘‘Antalya’nın kıyıları/ Üleşiyor ağaları’’na dönüşmesin.