Milli Eğitim Bakanlığı'nın Proje Okulları statüsü verilen okullarda yaptığı öğretmen atamaları ve bu okullarda eğitim gören öğrencilerin eğitimdeki eşitlik ve kaliteyi tehdit eden değişimlere karşı tepkilerini dökmeye başladıkları eylemler İstanbul'dan diğer illere de yayılıyor. Eğitim sendikaları ve demokratik kitle örgütleri, proje okul uygulamasının liyakati yok sayan, keyfi ve siyasi bir atama sistemi yarattığını savunuyorken bazı okul idarecileri ise eylemlere katılan öğrencilere yönelik disiplin tehdidinde bulundu.

Çiftçiler üretimde gübreden kısıyor Çiftçiler üretimde gübreden kısıyor

Kadıköy Anadolu Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Çanakkale Anadolu Lisesi'nde proje okullarındaki öğretmen atamaları ve eğitim sisteminden duyulan rahatsızlıklar eylemlerden sonra bugün Antalya'da da Antalya Anadolu Lisesi öğrencileri sınıflarından,   veliler, öğretmenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin geniş katılımıyla da okul bahçesinde bir protesto eylemi düzenlendi

Eylemde  'Torpilililer gidecek biz kalacağız", "Öğretmenime dokunma", "susma sustukça sıra sana gelecek", "A.A.L susmaz öğrenci biat etmez", "Yobazlık gidecek laik kalacağız" sloganları hep bir ağızdan atılırken, Antalya Anadolu Lisesi tarafından yapılan açıklamada, eğitimdeki niteliksizlik endişelerinin en belirgin örneği olarak "Proje Okulları" uygulamalarına dikkat çekildi. Açıklamada, bu uygulamaların kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açtığı ve eğitimdeki mevcut politikaların, eğitimdeki kaliteyi olumsuz etkilediği belirtildi.

Açıklamada, eğitim sisteminin laik, bilimsel ve kamusal anlayışlardan giderek uzaklaştığı ifade edildi. Antalya Anadolu Lisesi, bu değişimlerin sadece müfredatla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda eğitim kadrolarını da etkilediğini belirterek, bu durumun eğitimin temel değerlerinden sapmalara yol açtığını vurguladı. "Eğitimde tüm imkanlara rağmen istenen sonucun alınamadığı" ifade edilerek, bu durumun eğitimin geleceği için kaygı verici olduğu dile getirildi.

Ayrıca açıklamada, eğitimin temelinde yer alması gereken bilimsel ve evrensel değerlerin göz ardı edildiği, sadece teknolojik yeniliklerin ve fiziki iyileştirmelerin öne çıkarıldığı belirtildi. "Bu değişiklikler, eğitimin asıl amacını gölgede bırakmaktadır" denildi.

Eğitim kadrolarındaki atamalara da değinilen açıklamada, "Eğitimcilerin yerine belirli çevrelere yakın isimlerin atanması, kaygıları artırmaktadır" denildi. Bu atamaların, liyakat ve objektif ölçütlerden bağımsız olarak yapıldığı iddia edilerek, "Ben yaptım oldu" anlayışının eğitim sistemine hakim olduğu öne sürüldü.

Açıklamanın devamında, sadece proje okullarıyla sınırlı tutulan değişikliklerin eşitlik ve adalet ilkeleriyle örtüşmediği vurgulandı. "Eğer bu değişikliklerin temelinde iyi niyet varsa, atama süreçleri tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde, liyakat ve objektif kriterlere dayalı olarak düzenlenmelidir" denildi.

Eğitimdeki olumsuz gidişata karşı daha şeffaf, katılımcı ve liyakat esaslı bir sürecin tesis edilmesi gerektiği dile getirildi. "Demokratik, laik, bilimsel ve kamusal eğitimi savunan herkesin bu sürece katkı sunması önemlidir" şeklinde bir çağrı yapılarak eğitimde fırsat eşitliği, adil bir yönetim anlayışı ve liyakat esaslı bir sürecin gerektiği vurgulandı ve bu konuda eğitimdeki tüm paydaşların sorumluluk taşıdığı ifade edildi.

Editör: Ece Güneş